Rousseau, dünya dillerinin oluşumunu ve birbiriyle ilişkisini benzerliklerini ortaya koymaya çalıştığı denemesinde; ilk ses olarak aldığı doğanın seslerinden başlar ve ilk insanların birbiriyle iletişiminin nasıl ve neden ortaya çıktığını anlatır. Rousseau'ya göre dildeki sesler doğadan gelen müzikal taklitlerle başlamıştır. Zaman geçtikçe dil evrilerek bugünkü halini almıştır. Dilleri kendi araştırmalarından yola çıkarak ayrı bir sınıflandırmaya da koymaktadır. Sonucunda dillerin insanların gereksinmeleri üzerinde doğal olarak biçimlendiği yargısına varsa da bu gereksinimlerin dilin üzerinde somut olarak etkilerini anlamak için derin bir felsefe bilgisine ihtiyaç duyulduğunu ortaya koymaktadır. Dillerin kökeni üzerinde fikir edinmek isteyen okurlar bu kitabı başucu kitap olarak edinebilirler.