Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

19. yüzyılın bu alanda geliştirdiği fikirler (Biyolog Georges Cuvier'in (1769-1832) Viollet-le-Duc'ün (1814-1879) mimarlık düşüncesindeki yeri gibi) artık yerini mimariyi doğal değil insan yapısı ile ilişkilendirmenin daha makul ve heyecan verici olduğu gerçeğine bırakmaya başladı. İnsan yapısı deyince akla ilk önce kültür geliyor. Basite indirgenmiş romantik anlamının dışında kültürü, insan yapısı olan her şeyin (artifact) birbiriyle olan ilişkileri olarak tanımlayabiliriz. Buna göre, bir sabanla bir heykel arasında veya bir doğrama tekniğiyle bir konuşma dili arasında birbirini etkileyen ve değiştiren bir ilişki var. Sonuçta insan gerçekliğinin kendisi de, makineyle araştırılan, sanatla yorumlanan ve dille açıklanan bir gerçeklik olduğundan, aslında bir yapıttır (artifact). Mimari de insan gerçekliğinin olmazsa olmaz bir parçasıdır, çünkü diğer yapıtların ortaya çıkışı için olmasa da gelişimi için çok gerekli bir yapıt.
Sayfa 18 - 20
·
161 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.