Gönderi

... mimariyi oluşturan maddi şartları, ilkel bir barakayı meydana getiren maddi şartlar gibi kendini tamamen kabul ettirici unsurlar gibi göremeyiz. Diğer taraftan, kültürün maddi olmayan unsurlarını da maddi şartların etkilerinden ve imgelerinden bağımsız olarak göremeyiz. Taş gerçekte ne kadar ağırsa, edebiyatta da ağırdır; felsefe açısından taşın özünde ağırlık varken, bilim açısından ise taşın sadece göreceli bir özgül ağırlığı vardır. Taşın bütün bu maddi özelliklerinden haberdar olan bir sanatçı -Michelangelo- neo-platonik felsefeye uygun olarak yazdığı şiirlerde, kaba taşın içindeki güzellikleri sakladığına işaret etmiş, dahası yarı yarıya bitirilmiş heykellerinde de âdeta taşın içerisindeki esaretlerinden kurtulmakta olan yumuşak hatlı insan bedenleri nakşetmiş. Aynı gelenekten etkilenmiş olabileceği bir hayli muhtemel bir İtalyan mimarının da -Carlo Scarpa- taşı şekillendirirken onun sadece maddi özelliklerine dikkat etmediği malum. Burada bahis olan şey, sanatçının maddi şartların çeşitli boyutlarını doğa/yapıt (nature/artifact) diyalektiği çerçevesinde yorumlaması, bunu da önce maddeden düşünceye, sonra düşünceden şiire, nihayetinde de şiirden tekrar maddeye (heykel) aktarmasıdır.
Sayfa 20 - 21 | ojelerimi sildim, hazırım. | "seninleyken hayatta çalışamam"
·
193 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.