Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İsmet Özel Tahrir Vazifeleri kitabını bitirirken şunları yazıyor; Bir kez daha, bir zaman dilimi içinde yaşamış olmanın verdiği hayret duygusunu tadıyorum; bir kez daha, bu can bu tende iken hayretten, hayranlıktan daha öteye güç yetiremeyeceğimi farkediyorum. Aşamıyorum "olmuş" olanı ve "olan biten" benim tanıklığıma rastladı diye hayrete düşmekten kendimi alamıyorum. Geri kalan sana, bir başka tanığın tanıklığına, bağlı artık. Yanlış anlaşılmasın: Bu yazdıklarımla senin eline herhangi bir kapıyı açacak anahtar verdiğimi iddia etmiyorum. Ne çağımızın belâlarını altetmeye yarayacak bir donatım sunduğumu, ne yürünecek yolu gösterdiğimi ve ne de yeni bir ufku işaret ettiğimi öne sürüyorum. Yazdıklarımın hepsi ancak şu ifadenin dillendirilmesinden ibaretti: Sen eğer bir anahtar arıyorsan, dövüş için donanıma ihtiyaç duyuyor, yürünecek yol konusunda titizleniyorsan ve gözünü ufka dikme merakı içindeysen beni hesaba katabilirsin. Sen belki beni bulmaya çaba harcamayacaksın. Beni bulmaya değer saymasan bile, bulunmaya değer insanların varlığından haberdar oldun artık. Kaybolmak istemeyen her insan ses vermelidir. "Her kim bir milyon okuyucu beklemezse bir tek satır bile yazmasın" demil Goethe. Ben bu görüşün tam tersini savunuyorum, her kim "Beni okuyacak bir kişi vardır" diye düşünüyorsa hemen yazmaya başlasın. Zira inanıyorum ki tercih ıskalamak ya da isabet ettirmek arasında değil, tetiğe basıp basmamak arasındadır. ... Evet, bu sefer de oyun bitti. Yıllardan, yüzyıllardan beri oyun hep bitiyor. Şu anda, akşam üzerleri çocukların "evli evine, köylü köyüne, evi olmayan sıçan deliğine" dedikleri halde gibiyim. Hoşa giden bir oyundu belki günboyu devam eden. Şimdi gidilecek yer neresi?
Sayfa 313 - TİYO YAYINCILIKKitabı okudu
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.