Horozlar
Hadi
Yunus
Çatı
Kediler
Dördüncüsü
At cambazları
İshak
Kül kuşları
Bu 9 öykü birbirinde bağımsız öykü. Ve ben öykü kitaplarını sevmediğimi tekrar anlamış oldum. Kitabı bir arkadaşımın kitaplığından aldım ince olduğu için dikatimi çekti. Yazarı biraz araştırınca aslında Onat Kutların bu kitabı çok sevilmiş ve ünlüymüş, şimdiye kadar nasıl gözümden kaçırmışım acaba. Öyküler edebiyat lisanını güzel anlatmış hele birde Onat Kutlar bunu 23 yaşında yazdığını, düşünürsek gene başarılı olmuş. Ancak ben öyküleri çok beyenmedim belkide Öykü sevmediğimden kaynaklı, olabilir velhasıl ben beyenmedim ama ince bir kitap, okunulur
Böyle anlarda serseri rüzgârların çalkalayıp durduğu karmakarışık su yüzeyinden ağır bir taş gibi dibe çöker dinlenirdi. Kim bilir belki de bütün ömrü boyunca her şeye bu özgürlüğü düşünerek
katlanmıştı. Gittikçe sevindi ve büyüdü içinden.
Yazarın Önsözü
Ülkeme, çocukluğumun kentine döner gibiyim. Kâğıtların ak denizine, esinlerle ürperen çayırına
harflerin, anlamın derin vadilerine, kitapların kalabalık sokaklarına...
Bilenmiş bir bilinçle birlikte. Çocukluğumun sokakları, evleri, bahçeleri hemen hemen aynı. Ama boyutlarına bakıyorum, çok değişmiş. Şu küçük alan bana uçsuz bucaksız gelirdi. Şu iki
adımlık semt ne kadar uzak İshak'ı yirmi yaşlarındayken yazdım soğukta yazdığım öyküler hep çocukluğumun kentiyle ilgiliydi: Antep.
Kimileri, Alaybeyi'nin udcusunu Kafka'nın
Prag'ından, Horozlar'ın büyükannesini Mansfield'in Yeni Zelanda'sından, Hacıköprü'nün çiftçisini Camus'nün Oran'ından getirilmiş sandılar. Ne kadar kötü okuyorlar Yunus'u, Orhan
Kemal'i, Yaşar'ı... İshak, bir Anadolu kentindeki gerçeklerin ne yorumudur ne de sorunlarının çözümü. Küçük, alçakgönüllü kesitlerdir bu öy-
küler. O kenti tanımaya çalıştım yıllar önce Avcının iyisi uçarı vurur. İyi öykücü, akıp giden zamanın ritmine onu durdurmadan kalemini
uydurandır. Bir süre birlikte döner o çarkla. Ve bir ölü noktayı geçince bırakır