Kitap zaten -sanırım iki- söyleşi metninden oluşuyor. Lacan'ı, Freud'u ve diğer psikodinamik gelenekten gelenler hakkında okuma yapanlar için son uğrak noktası gibi. Yani kitaptan direkt olarak bir şey öğrenemedim, ama böyle nostaljik hissettirdi. Pasta yaptıktan sonra üzerine konan süslere benziyor. İlla okunması gereken bir kitap değil ama keyifli bir okuma. Okuması zor değil, zaten diyolog şeklinde.