İstediğimiz bir şey bizim için mecburiyete dönüşünce onu yine de ister miyiz? Kesinlikle hayır. Veronika da da öyle oldu. Veronika ölmek istiyor hatta en büyük isteği bu. İntihar girişimi başarısız oluyor, hastahaneye getiriliyor ardından da akıl hastahanesine. Ve burada öğreniyor ki içtiği ilaçlar yüzünden kalbi kötü etkilenmiş ölecek. En büyük isteği gerçekleşiyor aslında ve bu kez mücadele etmesine gerek yok, ölüm kendiliğinden kapısını çalacak. Ama mutlu değil. Çünkü en büyük isteği koca bir mecburiyet artık istememe lüksü yok. Bu süre zarfında farklı yönlerini keşfetmeye başlıyor, hayata daha farklı bakmaya başlıyor, sınırlarını zorluyor. Nasıl olsa gidecek bu dünyadan geriye hiçbir şey bırakmadan. Gitmeden kendini keşfedebileceği ne varsa keşfederek gitmek istiyor. Akıl hastahanesinde pek çok insanla tanışıyor, onların hikayelerine ortak oluyor. Depresyonda olan Zedka, panik atak sorunu olan Mari, şizofren Eduard vb. pek çok kişiyle tanışıyor. Halbuki hayattaki her şeyi keşfettiğini düşündüğü için intihar etmek istemişti. Gençti, güzeldi, bu zamana kadar istediği her şeyi elde etmişti ya da öyle sanıyordu. Çünkü dünya öyle bir yer ki her şeyimiz tamam diye düşünürüz ertesi gün bir eksikliğimiz çıkar. Eduard ile Veronika birbirine aşık oluyor, Veronika’nın piyano çalmasıyla ikili yakınlaşıyor. Zaten öleceğini düşündüğü için hastaneden kaçıyor, Eduard da ona eşlik ediyor. Veronika Eduard’ın kollarına bayılıyor, ertesi gün öldüğünü düşünüyorlar ama ölmüyor, ölmeyecek de. Çünkü Dr. Igor, Veronika hayata tutunsun diye ona öleceğini söylemiş gerçekten de işe yaradı. Eser burada bitiyor. Fena değil ama çok da bayılmadım.

Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 202077,1bin okunma

·

226 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.