İş bulamama, parasızlık, özgüvensizlik derken balatayı sıyırdım ve "yalnız kalmam lazım, ben askere gidiyorum" deyip tecili bozdum. Kafamda iki hedef vardı:
1) Varoluşsal sorunlarımı çözeceğim.
2) Kitap okuma huyumu geri kazanacağım.
Acemilikte Suç ve Ceza ile başladığım serüven 6. ayın sonunda bir bavul kitapla bitti. Kitaplarım sığsın diye bavula eşofman bile koymamıştım. Sanırım 6 ayda 65-70 kitap okudum. Kitaplarımı seçerken psikoloji, tarih ve felsefeye önem verdim, böylece kendimi tanıdım, radikal sorunlarımı çözdüm ve karakterimi yeniden, ama bu sefer canımın istediği gibi yapılandırdım. Bugün büyük bir iç rahatlığıyla olmak istediğim kişi olduğumu söyleyebilirim. Hayatımda verdiğim en iyi kararlardan biri askere gitmek olmuştu, çünkü hayatın içerisinde böyle bir içsel yolculuğu yapmaya elverişli başka bir ortam yok. Hayat gailesinden uzak, sivil hayatın unutulduğu, insanın kendisiyle yüzleşecek kadar boş vaktinin olduğu bir yerdir askerlik. Kullanmasını bilene müthiş avantajlar sağlar. Bir komutanının sözü ile bitiriyorum: Askerlik erkek adamın en son ve en uzun tatilidir.
Herkese verimli, kazadan beladan uzak, güzel bir askerlik dönemi dilerim...