Gönderi

Bir süredir bana, alaycı bir sesle, boşluk dehşetini deneyimleyip deneyimlemediğini soruyorlar. Evet diye cevap veriyorum sana; sonra da defalarca rüyamda gördüm. Belki uyuyan bedenin tesadüfi bir pozisyonu, belki bir hazımsızlık ya da herhangi bir iç rahatsızlık; kesin olan şu ki, zihinde beliren korku da daha az gerçek değil.(Kimi zaman sandığım gibi) bir ölüm imgesi ve kurukafa sırıtışı değil, her şeyin sonunda algılanan bir hal bu. Asla bir yokluk ya da sessizlik olarak kendini göstermez, fakat mutlak kötülüğün maskesini düşmesi olarak görülür: Her zevki gülünç düşüren ve bütün çabayı boşa çıkaran bir olay ya da tehdit. Bu kabus hastalığımın en şiddetli döneminde gördüğüm hayallerin karşılığı. Bu evrenin birincil uyumunu bunlarda yakaladığımı sanıyorum, tarifi imkansız bir sevinç ve güven kaplıyor içimi ve bütün yaşayanlara ve ölülere dünyanın hiçbir yerinde Tanrı'nın lütfunun değmediği bir yer olmadığını haykırmak istiyorum. Her iki durum da organizmanın içinde etkili olan belirgin bir mizaçtan kaynaklanıyor, fakat her ikisi de "sonra olacakları şimdiden bildiğim" bilgisini onaylıyor. Eğer bellek bunları ışıltılı ya da korkunç sayısız tanıklıkla doğruluyorsa, bunları boş hayaller olarak nasıl bir kenara atabilirim? Birini reddetmeden diğerini reddetmek imkansız: Bir köyün sıradan bir huzur sağlayıcısı olan ben, bunların her birine kısıtlı bir hakikat payı vermek de istemem.
Sayfa 67 - (Sezar'ın Capri Adası'ndan Lucius Mamilius Turrinus'a Mektup Şeklinde Günlüğü-1020) Thornton Wilder-The Ides of March (1945)Kitabı okudu
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.