Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

99 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Masumiyet karinesi. Anayasa derslerinden en çok aklımda kalan kurallardan biri. Madde 38, ‘Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz’. Çok ikircikli gelirdi bana bu ifade. Durduğun çizgi çok önemliydi çünkü. Kuralın iki keskin ucu vardı: suçlu ve masum. İki ucun kesiştiği noktalar da olabilirdi, o zaman sonuç büyük bir gri bölgeden mi ibaret olacaktı? . Peki eşini kaybettikten 6 yıl sonra, bir araştırma yapması için Krakow’a giden karakterimizin bu karine ile ne bağı olabilir? Çoğumuz duygularımıza yeniliriz de ondan. ‘Bir Kış Yolculuğu’ kısacık bir novella olmasına karşın; bu yenilgiyi yarattı bende. Ortada bir kural vardı: peşin hüküme varma. Dinle, izle, mümkünse sor-öğren. Ama bu novellada bazı şeyleri havadayken yakalayıp tutmak gerekiyordu. Daha önce gitmediğim bir ülkenin soğuk günlerinde geçiyordu yolculuk. Kaybedilen eşin ayak izleri takip ediliyordu, geçmişe gizli bir özlem vardı, bugünle dün arasında bir köprü sallanıp duruyordu. Satır aralarından yakaladıklarımı çektim ben de – ki bunlar da canımı yakmaya yetti. . Şükran Yiğit sadece ‘gözle gördüğümüzden fazlası vardır, masumiyet adı altında suçlar da gizlidir’ demiyor bir de şunu ekliyor sanki: ‘gözle gördüklerimiz de vardır, daha dikkatli bak’. Örneğin kapatılan kâğıt fabrikaları vardır, toplatılan kitaplar, yasaklanan şiirler vardır. Yine detaylarıyla kalbimi sıcacık yaptı Yiğit. Çok sevdim. Zuhal’i de, Mila’yı da, hatırım için Gülçin’i de..
Bir Kış Yolculuğu
Bir Kış YolculuğuŞükran Yiğit · İletişim Yayınları · 2022319 okunma
·
968 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.