“Umut etmek dışında tutunabileceğim bir şey yok.” Bugün 15 Kasım, benim doğum günüm. Böyle bir günde sizlerle bir doğum hikayesini paylaşmak istiyorum. Daha annesinin karnında, annesi ile babasının boşanmak üzere olduğunu ve annesinin babasına ihanet ettiğini bilen bir fetüs. Annesi ile sevgilisinin, babasına karşı büyük bir cinayet planı içerisinde olduğunu bilen ve her şeye rağmen annesini sevmekten vazgeçmeyen bir bebek. Konusu itibariyle oldukça ilgimi çeken kitapta, Trudy, hamileliğinin son trimesternda( yani son 3 aylık süreç). Bebek ise yerine sığmakta zorlanmakta ve doğmak için gün saymaktadır adeta. Daha anne karnında çok acı gerçeklerle yüzleşmiştir bebek. Annesi ile babası boşanmak üzereler. Annesi, babasının erkek kardeşi ile birliktedir. Ve boşanmak üzere olduğu eşini ortadan kaldırma planı içindedir. Bunun için sevgilisiyle iş birliği yapmakta ve hain bir plan hazırlamıştır. Yalnız bütün bunları yaparken bir şeyi aklından çıkarmıştır. Bebek bir sürprize hazırlanmaktadır.. Yazardan okuduğum ilk eser Fındık Kabuğu ve tek kelimeyle bayıldım. Henüz anne karnındaki bir fetüsün gözünden anlatılmasıyla, eşsiz bir üslup kazanıyor kitap. Masum hayaller, hayattan beklentileri, acı gerçeklerle yüzleştiğinde verdiği tepkiler, annesine ve babasına karşı duyduğu doğuştan gelen sevgi. Yazar her şeyi, tüm bilimsel verileri de işin içine katarak, varoluşa, etik değerlere, insanların seçme özgürlüğüne, cinsiyet kavramına dair bir çok konuyu ele almış. Kullandığı dile hayran olmamak mümkün değil. Yavaş yavaş sindire sindire okunması gereken harika bir eser. Okuyalım, okutalım dostlar. Bu arada ben de iyi ki doğdum, iyi ki okuyorum #alıntı “Yetişkin yaşamı, çok uzaklardaki bir vaha. Bir serap bile değil.” ”Her şey bitti. İyi bir son değil. Zaten olmayacaktı da.” Fındık Kabuğu, Ian McEwan

Fındık KabuğuIan McEwan · Yapı Kredi Yayınları · 20171,098 okunma

·

172 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.