Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

520 syf.
·
Puan vermedi
Monarşizm-Cumhuriyetçilik dikotomisi
“Machiavelli, Il Principe’nin (Prens) önerdiği gibi bir monarşist miydi yoksa Discorsi’nin (Söylevler) önerdiği gibi bir cumhuriyetçi miydi?” Soru genellikle böyle sorulur, der Althusser. Ancak soruyu bu şekilde sorarsanız, hükümetlerin önceden sınıflandırılmasının aşikar olduğunu varsayarsınız. Aristoteles’ten beri klasik olan bir rejim tipolojisinin, normal anormal seyri ile farklı rejim biçimlerinin bariz olduğunu varsayarsınız. Lakin Machiavelli bu tipolojiyi kabul etmez. Machiavelli farklıydı. Hatta Machiavelli’nin düşüncesi, Galileo’nunkinden bile tamamen farklıydı. Düşüncesinin devamı gelmemiştir, bulunduğu zamanda ve ortaya çıktığı bireyde izole kalmıştır. Althusser, Machiavelli üzerine düşünürken bir sorunla karşılaşır: ‘Fait à accomplir’i (durum yaratmayı) ‘ex nihilo’ (yoktan başlamak) şeklinde düşünmek ne anlama gelir? Althusser’in okumasında Machiavelli bu soruna iki türlü çözüm sunar. İlki “sahte” bir çözümdür: İtalya’yı birleştirme görevini yerine getirebilecek prens olarak Lorenzo de’ Medici’ye yapılan çağrıdır. Fakat Althusser’e göre “gerçek” çözüm Machiavelli’nin “yeni egemenlik altında yeni bir hükümdar” meselesindeki ısrarında yatmaktadır. Machiavelli’nin Il Principe’sinde durum biçimsel olarak budur: Bir merkez etrafında düzenlenen bir söylem vardır ama çok kritik bir fark olarak merkez boştur. Althusser, Machiavelli’nin neredeyse trajik tarih anlayışını, tarih yapma imkanının yalnızca kısmen belirli bir grup insanın elinde olduğu, mümkün olmayanın trajik bir tür devrimci gerçekliği şeklinde belirtir. Zira Machiavelli şu ya da bu tür bir rejimi belirlemekle ilgilenmez. Tamamen farklı bir şey ister. De Sanctis ve sonra Gramsci’nin anladığı gibi, Machiavelli döneminde mutlak monarşiler olan Fransa veya İspanya gibi monarşi teorileriyle ilgilenmez. Machiavelli, birliğin olmadığı bir ülkede, yani İtalya’da, ulus-devlet kurmanın koşullarının soruşturur. Mevcut devletler antiktir (modern terimlerle feodaldir). Bu sorun Machiavelli’ye göre, yalnızca “yeni bir egemenlik altında yeni bir hükümdarın” bu zor görevi başarabileceğini ilan etmesiyle başarılabilinir. Nitekim eski bir egemenlik altında yeni hükümdarın o eski sistemin tutsağı olduğu için burada fazla bir etki alanı yoktur. İtalya’nın siyasi sefaletin ve İtalyan halkının durumundan dolayı misyonun acil olduğuna kani olmuştu. Ona göre bunun gerekli ve mümkün olduğu Cesare Borgia’nın serüveniyle kanıtlandı: Neredeyse yoktan bir yeni egemenlik kurmayı başarmıştı çünkü zamanın parçalanmış İtalya’sında ne mevcut bir cumhuriyetin hükümdarıydı ne de eski bir egemenliğin tutsağı. Devletin ilk anı, zorunlu olarak, yalnızca özel bir kişinin eseri olmalıdır. Monarşik veya diktatörce bir momentumdan söz edilebiliriz. Ama bu yeterli değil. Böyle oluşmuş bir devlet zayıftır çünkü hükümdar daha sonra bir tirana dönüşebilir. Tiranlık, halkın nefretini uyandırır. Devlet bir kez kurulduktan sonra, varlığını sürdürmeye devam edebilmesi için, Machiavelli'nin dediği gibi, “çok olmak” zorundadır. Bir yasalar düzeni kurulmalıdır. Kral, halk ve asillerin temsil edildiği bir “bileşik” hükümet oluşturulmalıdır. Machiavelli’in Discorsi’de dediği gibi, “devlet bir kişinin omuzlarında kalınca değil, aksine çoğunluğun eliyle sürdürülürse ve korunması çoğunluğun sorumluluğunda olursa, kurulan şey süreklilik kazanır.” Burada da Machiavelli’nin cumhuriyetçi momentumu görüldüğü söylenebilir. Machiavelli’nin yalnızlığının belki de en uç noktası budur: Siyaset tarihinde bu eşsiz yeri işgal etmesi. İster monarşiyi hukuka dayandırmak isteyenler olsun (Hobbes) veya hukukla çürütmek isteyenler olsun (Locke, Rousseau). O henüz oluşmakta olan ulus-devleti düşünüyordu. Althusser burada der ki: “Belki de Machiavelli’nin ‘ilkel politik birikim’ olarak adlandırdığım şeyin ender tanıklarından biri, ulus-devletin doğuşunun o ender teorisyenlerinden biri olduğunu öne sürecek kadar ileri gidebilirim (…). Tarihteki tüm şiddetlerden edindiğimi dersleri aklımızda tutarak onu okuduğumuz zaman, onda bizi etkileyen bir şey var. Machiavelli, ideologların hikayelerinin gerçekleşmesinden çok önce, devletin doğuşundaki şiddeti deneyimlemeyi değil, düşünmeyi seçen adamdır. Machiavelli bu şekilde zamanımızın kökenine ve dolayısıyla burjuva toplumunun kökenine açık bir ışık tutmaktadır.” Yani Althusser’e göre Machiavelli, İtalya’yı birleştirecek hükümdarın uygulamalarıyla ilgili olarak istediği ve düşündüğü şeyi “halkçı” bir bakış açısıyla yapmıştır.
Söylevler
SöylevlerNiccolo Machiavelli · Say Yayınları · 200983 okunma
·
202 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.