Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Batı yerine Sovyetler Birliği'nden yardım almak başlangıçta daha zararsız ve daha tehlikesiz gözükmüştü. Fakat zamanla her hangi bir tarafa dayanan koşulsuz iktisadi bağımlılığın ulusal bağımsızlığa bir tehdit oluşturduğunun bilincine varıldı; Sovyet "kolonyalizmi" ya da "emperyalizmi"yle ilgili müstehzi sözler tamamen haksız sayılmazdı. Böylelikle bu ülkelerin çoğunun az ya da çok etkin biçimde uyguladığı tarafsızlık politikaları kısmen her iki taraftan da yardım alma isteğinden, kısmense olabilecek en üst derece de bağımsızlığı muhafaza etme arzusundan kaynaklanıyordu. Çin'de tarafsızlık her iki kampa yönelik şiddetli düşmanlığa dek vardı. Belki de bu muğlak olayları tarihi bir bakış açısıyla ele alabilmek için henüz erken. Rus devriminin Asya ve Avrupa'da 19. yüzyılın kapitalist düzenine karşı isyana yönelik devrimci hareketleri tetiklediği açık; burada meydan okunan şey gelişmiş ülkelerdeki sanayi işçilerine yapılan sömürü değil, geri kalmış kolonyal ülkelerin halklarına yapılan sömürüdür. Bu şartlar altında gerçekleşen bir devrimin kapitalizme karşıt bir noktaya yöneltilse ve sosyalist olarak tanımlanabilecek hedefleri olsa da , Marksist dayanaklardan uzaklaştığını Lenin hiç fark etmedi, bu daha sonra da kabul edilmedi. Sosyalist devrimin Lenin sonrası takındığı yeni tutum, kapitalizmin nihai yok edilişinin gelişmiş ülkelerin (bu ülkeler bir şekilde kapitalizmin müttefiki haline gelmişti) proleter kurbanları tarafından değil , gelişmemiş ülkelerin kolonyal kurbanları tarafından yapılacağı; bu işi yapacak olanın iktisadi bir sınıf değil, siyasi bir hareket olacağı anlamına geliyordu. Fransız devriminin çağı 1917'de sona erdi ve yeni bir devrim çağı başladı. Geleceğin tarihçileri bu çağın 1949'da, Asya ve Afrika'daki devrimlerin etkili bir şekilde başladığı zaman bitip bitmediğini ya da bu olayların Rus devriminin istisnai (unorthodox) bir uzantısı olarak yorumlanıp yorumlanamayacağını tartışa bilir. "Dönemleştirme" hakkındaki bu tartışmalar pek verimli değil ve bu konuda öngörüde bulunmak gereksiz kaçar. Fakat insanlık, geçmişini araştırmakla ilgilendiği müddetçe hiç kimse 1917 devriminin referansının tarihin en önemli dönüm noktalarından biri olduğundan şüphe duyamaz.
·
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.