Bu defa çevirmeninin ifadeleriyle başlayacağım söze: "... karanlığı ışıklı, ışığı karanlık bir şair..." galiba uzun süredir bu kadar hoş ve nahif bir ifade okumamıştım.. tılsım gibi bir cümle.. gerçekten de Shakespeare uzayın başka bir yerinden yazıyormuş gibi hissettiriyor.. tezat bir şekilde cümleleri böyleyken anlattıkları o kadar içinde yaşadığımız dünyanın ki!.. Hamletin içini kemiren o nefret o öfke dahası yüreğini katılaştıran o zehir öylesine kuvvetliydi ki.. okurken siz de nasibinizi alıyorsunuz.. ben bu nefretten rahatsız oldum.. belki de insanların içine düştüğü tüm o pis kokuşmuş şeylerin hepsinin birden 'oyunda' yer alması bana fazla geldi.. Hamletin tiratları o kadar haklı ve bir o kadar keskin, sarsıcıydı.. insan dilinin ne kadar sivrilebileceğini gördük.. bir de bir kalbin içini nefretle doldurursan ne olur onu gördük.. iktidar savaşları, hileler, oyunlar, ölümler.. O zamandan bu zamana hiç bir şey değişmemiş..! Hala aynı yerdeyiz.. güya medenileştik!.. Medeni..! Hamlet insanlara duyduğu nefrette -özellikle yalaka tayfasına- o kadar haklı ki.. ama hala daha böyleleri iş görüyor.. sıklıkla ben de aynı iğrenmeyi duyuyorum içimde fakat ben kabul ettim bu dünya onlar gibilerin..;) biz sadece dünyanın aykırı çocuklarıyız..;)