Yaşar Kemal'in hangi kitabını alsam elime içimde bir mutluluk bir coşku oluyor nedense. Nitekim Ağrıdağı Efsanesi'nde de böyle oldu. Bu kitabı lisede edebiyat hocam okutturmuştu da sanırım okumamıştım ben. O zaman okusaydım bu kadar sevebilir miydim bilmiyorum. Çünkü bir kitabı kendi iradenle okumayınca sevmek güçleşiyor.
Kitap esrarengiz bir atın Ahmet'in evine gelmesiyle başlıyor. Ve bu at yüzünden Ahmet'in başına neler gelmiyor neler... Bu Kerem ile Aslı, Ferhat ile Şirin gibi bir hikaye... Anadolunun bağrından, Ağrının geleneklerinden kopmuş bir hikaye.
Yaşar Kemalin okuduğum ilk kitabı Bu Diyar Baştanbaşa Nuhun Gemisi idi. Onda da Ağrı dağının efsanesinden bahsedip Nuhun Gemisini anlattığı kısımlar vardı, Küp gölünden, yaylalardan bahsediyordu. O gerçek hayattı ama bu bir efsane. Yani anlayacağınız Yaşar Kemal gittiği gezdiği özümsediği mekanı, kişileri yine kendine has üslubuyla bize aktarmış. Ne de güzel yapmış! :)