Kadınlar Ülkesi, çok sevdiğim bir arkadaşımın hediye etmesi vesilesiyle okuma fırsatım olan feminist ütopya türüyle kaleme alınmış bir eser.Açıkçası kitabı henüz okumamış olduğum zamanda adıyla bile beni çok heyecanlandırmıştı bu kitap.Okumaya başladıkça da bu heyecan giderek arttı.Öncelikle her zaman yaptığım gibi kitabın üslubundan bahsederek başlamak istiyorum incelememe.Kitap gayet açık,anlaşılır,yalın bir anlatıma sahip.İnsanı sıkmadan okuyabileceği bir akıcılık mevcut kitapta, bu açılardan bakacak olursak kitabı üslup olarak beğendim. Gelelim eserin olay örgüsü ve neyi anlattığına.Kitap biri doktor biri sosyolog ve biri biyolog üç adamın keşfe çıkma isteğiyle başlıyor.Ve belli bir coğrafyayı keşfedecekleri bu yolculuk bambaşka bir keşfe dönüşüyor.Keşif için gittikleri yerde oranın yerlilerinden sadece kadınların yaşadığı, kadınlar ülkesi olarak bilinen bir yer olduğuna dair bir bilgi alıyorlar.Ve bu üç adam bu kadınlar ülkesini görmek arzusuyla buraya bir keşfe çıkmaya karar veriyorlar.Kitap bu üç adamdan biri olan sosyolog Vandyck Jennings'in ağzından anlatılıyor.Hazırlıklar yapıldıktan sonra nihayet kadınlar ülkesine varıyorlar.Üç adam başlangıçta bu ülkede çok farklı bir şey bulmayacaklarını düşünüyorlar.Birbirini çekemeyen kadınlar,erkekler için sıraya girmiş genç kızlar ve kadınlara oranla sayıları çok az olan erkekler bulacaklarını umarken işler hiç te öyle gelişmiyor.Kadınlar ülkesinde dünyanın hiçbir yerinde görmedikleri bir düzeni,huzuru,sosyal yaşamı,refahı görüyorlar ayrıca burada erkeğe ait görülen birçok vazifenin kadınlar tarafından kolaylıkla yapıldığına şaşıp kalıyorlar.Hatta içlerinden biri var ki buna inanmak dahi istemiyor.Ama evet bu ülke bir erkeğe ihtiyaç duymadan anne olabilen, kendi çocuklarını kendi oluşturdukları eğitim sistemi ile büyüten ve kendi geçimlerini görev ve sorumluluk bilinciyle yerine getiren kadınlardan oluşuyor. Kitapta kadın-erkek ilişkileri ve kadının görevi ile ilgili birçok mesaj veriliyor.Bu mesajları ülkedeki kadınlar ve üç erkek karakterimizle karşılıklı diyalog halinde sunuyor.Kitabı genel olarak beğendim fakat birkaç noktaya değinmek ve bazı birtakım düşüncelerin yanlışlığını vurgulamak istiyorum.Öncelikle kitapta annelik çok fazla yüceltilmiş.Evet, annelik kutsaldır,önemlidir buna bir itirazım yok fakat kitapta kadınları sadece annelik yönüyle yüceltildiğini görüyorum.Sanki anne olmasalar kadınlarda bir kutsallık yokmuş gibi bir düşüncenin sezdiğini hissettim okurken.Halbuki bir kadını var eden,üstün kılan yalnızca anne olabilmesi değil. Son olarak kitapta geçen beğendiğim bir alıntıyla incelememi burada sonlandırıyorum : " Artık kadınları dişi varlıklar olarak değil insan olarak görmeye alışmıştık, çeşit çeşit yaradılışta, her türlü işin üstesinden gelen insanlardı onlar."

Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İthaki Yayınları · 201812,3bin okunma

·

65 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Çalıkuşu