Bununla birlikte, oyunla ciddiyet arasında bir seçim yapamayız. Çünkü eğer hastalarımı gerçekten sevmiyorsam, onlardan ne işitebilirim, onlara ne söyleyebilirim? Karşı aktarım aşkı benim, kendimi onların yerine koyabilme kapasitemdir: Sanki o kadınmışım gibi, sanki o erkekmişim gibi bakabilme, hayal kurabilme ve acı çekebilme becerimdir. Bunlar özdeşleşmenin geçici anlarıdır. Geçici fakat yine de etkin füzyonlar; birbirini anlamanın verimli parıltılarıdır. Sırası geldiğinde kendimi bunun dışına çıkarabilmem koşuluyla. Bunlar bende, özgecilik, bağışlama, acıma, şefkat veya hayırseverlik duyguları değil; fakat sevdiğimiz ve nefret ettiğimiz, ve -gündüzleyin- kopuk olduğumuz birinin rüyamızda ortaya çıkışının sebep olduğu yoğun bir bağlılık duygusu uyandırıyor; kopuk olduğumuz halde yine de sevebildiğimiz fakat artık asla nefret edemediğimiz bir duygu. Cömert bir aşk: Biraz aşılmış ama asla geçilmemiş. Hala gerileme ve biraz mesafe dolu.