İlk başlarda dillerden ve kelimelerden başlayan bir yaklaşım ile Rousseau'nun düşüncelerini ve fikirlerini anlamak kolaydı. Ne var ki işin içine müzik girdi benim için de anlama kabiliyeti yavaşça uzaklaştı ve eser de sıkıcılaşmaya başladı. Aslında Rousseau bu durumu kitapta söylediği "... söylenenin kişiyi harekete geçirebilmesi için konuşulan dili anlaması gerekir." cümlesi ile çok güzel özetliyor, ne var ki bunu benim şu anda bahsettiğim anlamda demese de. Ben müziği anlamadığım için kitabın sonları beni ve duygularımı harekete geçirmedi, ilk başlardan söz edecek olursak; Rousseau dillerinin oluşumu ve kökeni bakımından bireyleri düşündürecek fikiela