Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
Ademin Havva'ya Yüzgörümlüğü
“Sen benim sevimli intizarımsın Kaderim, kederim, âh-u zârımsın Sana sinsi yakarışlarla gelen Sofrasında dehşet bulur, kan bulur İhtiras üfleyip kâküllerine Bir teline bile dokunan rüzgâr Yüreğimin dergâhından kovulur Haykırıyorum dağ yamaçlarından Gül yaprakları arasından Havva nerdesin Birinci âdemim ben Ey sürgünümde lodos Gurbetimde karayel Sen benim sevimli ihtirasımsın Sana esrik bekleyişlerle gelen Sınırları aşan bir isyan bulur Toprağa süzülür uyku selleri Derbeder bir can bulur, canan bulur Haykırıyorum apartmanlardan Metal yığınlarından Çılgın avizeler, baygın ışıklar Aynaların kahır çektiği odalardan Havva nerdesin İkinci âdemim ben Sen benim sevimli intizarımsın Geceye bağladın kirpiklerimi Bizi mahkûm eden kurak iklimler Güneş tutulması, çöl uykusudur Benimdir iplik iplik çözülen bu kalp Bu kalp bir inkılâb okyanusudur Uğruna dağlara çıktığım zaman Silahımın sevda kurşunlarıyla Gerilla mektubu yazarım sana Umut alev alev bir bulut olsa Çekip çıkarırım zifiri kuyulardan Salarım gözlerine ceylanlar gibi Havva nerdesin Gökte ararken Isırgan tarlasında buldum resimlerini Yürüdüğün zaman çocuklar ağlar İzini arayan kaldırımlarda Vitrinleri sarsan hayallerinle Taşıyorsun soylu hazineleri Antika sandıklara Yürüdüğün zaman çocuklar büyür Demet demet çiçek patikalarda Ufuklara değen bakışlarınla Taşırsın bulutları dua yağmurlarına Ey kuruyan denizlerin anası Sahilinde mağrur rıhtımları gezdiren Bir bengisu havuzudur yüreğim Bu havuzun sularında Kirlenmemiştir duygularımız İncir yaprakları sunayım sana Papatyalar; sabır kanaryaları Aydınlık kolyesi, kirpiklerimden Ya da üzüm salkımları Yeter ki çek bulutları geriye Yıldızların kıskandığı yüzünden Karanfil kokulu perdeyi indir Tufan olsa, mahşer olsa beklerim Bir ağacı siper edip kendine Yüzüme kapama pencereleri İsyana giriyor gözbebeklerim Sağ elime alıyorum ağrıyan yüreğimi Sol elimde biraz hüzün Cennet deva ülkesidir yukarda İnen perdelerin ardında güneş Mutluluğun destanıdır sularda Köprüleri arayarak içimde Şehir kokan gri gelinliğinle Küflü bodrumuna sessizliğimin Geliyorsun demir ayaklarınla Senin olsun yüreğim Yeter ki, duvağını indir sensizliğimin Her gün unutulan isimler gibi Uzaklaşıyorsun hudutlarımdan Avuçlarımda beliren Elmas bir gerdanlık, zümrüt küpeler Dönüyor, yürüyor, yaklaşıyorsun Kalkıyor duvağın mevsimler gibi Tel örgüler arkasından her mendil Göçmen bir kuş olup uçuyor üzerimden Hasret mendilleri yetseydi bana Gönderinde bayrak dalgalandıran Yüksek binalarla kucaklaşırdım Ey şirin, ey beyaz bulutum benim Cefa günlerinde umudum benim Tel örgüleri parçalayarak İnebilseydin yalnızlığıma Sana Kafdağı'ndan çiçek taşırdım Sen benim sevimli intizarımsın Sana doğru akar bütün nehirler Gece örter göğsündeki sırları Yanına alarak hâtıraları Ruhumu eziyor ve yakıyorsun Kollarıma siyah gelinliğinle Çaresizliğimi bırakıyorsun Bu coşkuyu tarihten aldığımı Bu tutkuyu akşam saatlerinden Bil ki, kurumasın can pınarlarım Önce şarkısıyla geliyorsun baharın Sonra dönmeyecek asırlar gibi Koynuna giriyorsun karanlıkların Öyle duman duman bakma öteden Kırağı düşecek yollarımıza Bir kum saatinden boşanan kuşlar Konacak ışıklı dallarımıza Sen de çılgın düşmanlarla beraber Vereceksin beni dünya kaygılarına Sen de oyuncak gibi dokunacaksın İçimdeki vuslat duygularına Ellerimi tutabilseydin eğer O kıvılcım fışkıran göklerinle Bir diriliş misali yağıp memleketime Bir ölüm edasıyla uzaklara gitmezdin Biraz şahikaların kıskandığı savaşçı Biraz kaçak ömürler yaşayan bir divane Yürür müsün benimle korku tünellerinden Yeryüzü paramparça olsa da ellerimde O iksir, o muamma sızar mı ellerinden Kaderim, kederim, ah-u zârımsın Sen benim sevimli intizarımsın”
Siyah Gözlerine Beni de Götür
Siyah Gözlerine Beni de GötürNurullah Genç · Birey Yayıncılık · 20021,447 okunma
·
165 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.