Gönderi

306 syf.
9/10 puan verdi
Hannah ölmedi, öldürüldü.
Bu bir yaşamın hikayesi değil. Bir ölümün hikayesi de değil. Ölmek için 13 sebep, yaşamla ölüm arasında kalmış bir kızı - Hannah Baker'ı anlatıyor, işin aslı Hannah anlatıyor, zamanında anlatamadıklarını. Tekrar ediyorum, yaşam öyküsü değil bu, yaşayamama öyküsü. Bu kitap Hannah'nın sessiz çığlıklarının gömüldüğü pişmanlıklarla dolu bir mezarlık. Bizlerse sadece cenazedeki yabancılarız, kitaptaki kimsenin pişmanlıklarını paylaşmıyoruz. Peki, düşündüğümüz kadar suçsuz muyuz? O mezarın kazılmasına bir avuç toprak kadar da mı yardım etmedik? Bu hikayede sadece birer davetsiz misafir miyiz? Bu hikayede, belki. Ama hayatta bir sürü Hannah vardı, halen var ve maalesef hep var olmaya devam edecekler. Hepimiz suçsuzsak neden var onlar? Daha doğrusu neden artık yoklar? Hannah ölmedi, öldürüldü. Ölmeyi kendi seçti belki, bedenini kendi öldürdü, ama o intihar edene kadar ruhu öldürülmüştü bile, ruhun öldüğü beden canlı kalamaz. Bir kişi yapmadı bunu, bir sebepten olmadı bunlar, tam 13 sebebi vardı, Hannah'nın ruhunun ölümünün. Kısaca özetleyeyim bu sebepleri: 1. Hannah'nın dedikodusunu yayılmıştı. 2. Kim seksi/ Kim değil listesinde ismi ilk tarafta yer alıyordu. 3. Arkadaşı onun söyledikleri yerine daha kolay olduğu için dedikodulara inanmayı seçmişti. 4. Kendi odasındayken biri röntgencilik yapmış ve fotoğrafını çekmişti. 5. Bir arkadaşı onu kullanmış ve hakkında söylememesi gereken şeyler söylemişti. 6. Güvenmeye çalıştığı biri ona tecavüz etmeye kalkışmıştı. 7. Başka biri Hannah'ya yazılan notları çalmıştı. 8. Yazdığı şiir izinsiz okul gazetesinde paylaşılmış ve herkes onunla dalga geçmişti. 9. Sevdiyi kişiye yaklaşmaya korkmuştu, çünkü bir şeylerin yolunda gideceğine karşı umudunu kaybetmişti. 10. Tanımadığı bir kızın tecavüzüne şahit olmak zorunda kalmış ve sesini çıkaramamıştı. 11. Arkadaşını ikna edemediği ve biraz da üzerine gitmediği için onun bir kazaya sebep olmasını engelleyememişti. 12. Tecavüze uğramıştı. 13. Yardım istediği öğretmeni onun intihar etmek istediğini bile bile yardım etmemişti. Hayattan vazgeçmek için yeterli değilmiş gibi mi görünüyorlar? Hannah hayattan bıkmış, gösteriş hatrına intihar eden ve kendince sebepler arayan bir ergen gibi mi geliyor size? Üzgünüm, anlamamışsınız. Bir de böyle anlatayım. Hayatınızdaki ilk öpücüğün masum olması için kaydırakta buluşursunuz ve o buluşma ile ilgili masum olmaktan çok uzak dedikodular çıkar. "Bir öpücükle başlayan dedikodular yüzünden mi kendine bunu yaptın? Hayır. Bir öpücükle başlayan dedikodular, özel olacağını umduğum bir hatırayı yok etti. Bir öpücükle başlayan dedi­kodular, diğer insanların da inandığı ve ona göre tepki verdiği bir şöhret yarattı. Ve bazen, bir öpücükle başlayan dedikodular çığ gibi büyüyor. Bir öpücükle başlayan bir dedikodu, her şeyin başlangıcı." Bu dedikodular ve ardında getirdiği o şöhret yüzünden asla güvende hiss edemedi kendini, kendi evinde bile. İki kez arkadaşı sandığı kişiler tarafından ihanete uğradı, basit de bir ihanet değildi bunlar, ama yine de atlatmaya çalışmıştı Hannah. Tüm o dedikodulara rağmen onunla buluşmak isteyen birine güvenmeye, her şeyi geride bırakmaya çalışmıştı, ama bunlar daha başlangıçtı, aynı kişi ona tecavüz etmek istedi, her kes görüyordu ama görmezden geliyordu. Biri yardım etmek istiyormuş gibi yapıp reddedilince de Hannah'nın tek yaşam ışığını, onun hakkında yazılan notları da çalmıştı. "Birini kurtarmaya çalışıp ulaşamadığını fark ettiğinde, sonra onu neden elinin tersiyle itersin?" Her kes zaten onun hakkında konuşmaya dünden hazırken hislerini döktüğü şiir alay konusu olmuştu. Kendisi için özel olan ne varsa onu anlamayan insanların gözleri önüne serilmişti, dalga geçmeleri için. Tüm bu hüzün yetmezken bir de suçluluk duygusu kaplamıştı kalbini, tacize uğrayan kıza yardım etmediği, sesini çıkarmadığı için. Daha bunu atlatamadan ikinci suçluluk dalgası da çıkagelmişti. Bir kazaya, bir ölüme sebep olmuştu. Her şeyin sonunda, artık kendinden de hayatından da vazgeçmeye karar vermişti Hannah. Ayrılıkta belki hiçbiri sebep değildi ama hepsi birlikte ruhunun yaşamına son vermişti. Hiçbiri bilmiyordu, bilemezlerdi, yaptıklarının ve söylediklerinin neye yol açacağını. Belki Hannah o kasetleri yollamasaydı asla da bilemeyeceklerdi. Bilmeleri bir şeyi değiştirdi mi? Belki. Belki gelecek sefer daha dikkatli olacaklardı. Belki gelecek sefer aynı hatayı tekrarlamayacaklardı. Hatta belki gelecek sefer başka birinin böyle bir hata yapmasına engel olacaklardı. Ama Hannah gitti artık, hiçbir pişmanlık ve suçluluk hissi onu geri getiremez. Bu hikayenin sadece izleyicileriyiz, ama kim bilir, belki biz de başka bir Hannah'ın sebeplerinden biriyizdir. Ne de olsa düşüncesizce yapılmış eylemler yüzünden ruhu öldürülmüş tek kişi Hannah değil, olmayacak da. Ama her seferinde ne oluyor biliyor musunuz? Tabii ki biliyorsunuz, çünkü biz yapıyoruz hepsini. Her ruhu ölmüş insan cismini de hayattan ayırdığında bir süre manşetlere konu olur, kimileri reyting için, kimileri de üzüldüğü için bir şeyler paylaşır, ağlarız belki, üzülür, kahroluruz. Bir hafta kabus bile görürüz bazen. Bir ay unutmayız, anlatır dururuz. Peki bir yıl sonra? Ölüm yıldönümünde tekrar hatırlarız, o da belki. Böyle bir kaç yıl da geçer ve tamamen unuturuz. Sonra en baştan alır ve tekrar yaşarız hepsini. Hannah'nın hikayesi hep yaşandı ve yaşanacak da. Çünkü söz konusu olan şey, insanlar. "Bu kasetlerde bahsettiğim, olup biten her şeyden sonra, in­tiharı düşündüm. Genelde, yalnızca aklımdan geçen bir şeydi. Keşke ölseydim..."
Ölmek İçin On Üç Sebep
Ölmek İçin On Üç SebepJay Asher · Artemis Yayınları · 20173,629 okunma
·
169 views
pancratius. okurunun profil resmi
`genelde sadece aklımdan geçen bir şeydi.` ...
İnci Zadə okurunun profil resmi
Bu kitabı oxuyanda səninlə eyni yaşda idim. Buna görə də həmin yaşda keçirdiyim hiss fırtınasını eynilə başqasının da yaşaması qəribə hiss etdirdi. İncələməni oxudum, toxunduğun hər detalın arxasında dərin bir uçurum var, baxmayaraq ki, kitabı oxumayanlar üçün, bəlkə də, səthi səbəblər kimi görünəcək. Nə etmək olar... Hannah'ı, onun ruhunu önəmsiz görünən bütün bu detallar birləşərək, kabusa dönərək öldürdü. Ara-sıra bunu da xatırlamaq, unutmamaq lazım...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.