Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Afrikada bile böyle şeyler olmuyordur, diye düşündü.. Ne biçim bir milletiz biz? Nereye gidiyoruz böyle? Ölüler konuşmaz.. Ölümün güzelliğini kuşanmış halde, onca tomurcuğuyla hiç bir ilkbaharın bize açıklayamayacağı sırları da yanlarına alıp giderler.. Buz tutmuş kemiklerin üzerine gelip oturan tuz gibi, keşfedilecek olup da keşfedilemeden kalan şeylere, dilenmeye yetişilmeyen özürlere, muhtıralar ve savunmalara, tutanaklara, olay yorumlarına gebedir dünya.. Ölüler tarihin nasıl oluştuğunu bilmez.. Kanlarıyla tarihi sular ama ölümlerinden sonra neler olduğunu asla öğrenemezler.. Kendilerini kurban ettiklerinin farkında olmazlar ve bu onları daha da güzelleştirir.. İlk Hristiyanlar neden kendilerini kurban ettiklerini bilirdi.. Bile Bile şehit olmaya giderlerdi.. Ama bugün sağduyuya inanırken birinin kalkıp kendini bile bile kurban ettiği söylenebilir mi? Kim haksızlıkla adaletin bir arada yürümesi gerektiğini ne zaman söylemiş? Yoksullukla zenginliğin? Savaşla barışın? Bunu kimse söylememiş olsa bile görünen o ki çok, pek çok kişi günlük davranışları ve sözleriyle bu görüşü desteklemektedir.. Z'nin misyoner olma isteği falan yoktu.. Fakat yoksulluğu ve hastalıkları çok iyi biliyordu.. Bu onun işiydi.. Daha iyi hastanelerin acıları azalttığını biliyordu.. Bir başka düzenlemeyle çağımızın çözülemesi zor sorunlarınının basitleştirilebileceğini biliyordu.. Bir mermi bir kilo süt fiyatınaysa ve bir denizaltı maliyetiyle bir ulusu besleyebiliyorsan - hem de çok iyi besleyebiliyorsan - bir yerlerde bir haksızlık olmalıydı.. Ortak sağduyunun ötesi bir karanlık.. Ne bir şizofrenin gördüğü ani ışık geçişlerinin ve ne de şimşekelrin dağıtamayacağı kadar yoğun bir karanlık.. - Vasili Vasilikos Z ( ölümsüz)
Sayfa 44
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.