Eski Yunanlılar ve özellikle Stoik filozoflar, Romalılar'ın daha sonra bütün imparatorlukları sathında yaydığı moral geleneği formüle etmişlerdir. Bu gelenek daha o zamandan itibaren büyük bir direnişle karşılaşmıştır. Ticaret devrimine karşı çıkan Isparta'lılar bireysel mülkiyeti tanımamış, hırsızlığa müsaade hatta onu teşvik etmiştir. Platon ve Aristo'nun eserlerinde dahi Isparta'nın tatbikatına duyulan bir özlemin izleri okunmaktadır.
Roma cumhuriyetin son yılları ve imparatorluğun ilk asırları boyunca ticai faaliyetlere aşina üyelerin oluşturduğu senatolarca yönetilmiş ve dünyaya mutlak bireysel mülkiyet üzerine dayalı bir özel hukuk prototipi sunmuştur. İmparatorluğun gerileyişi ve nihayet çöküşü Roma' daki merkezi yönetimin hür teşebbüsü ortadan kaldırmasıyla olmuştur. Roma'nın karşılaştığı bu yükselme ve çökme olayı tarihte birçok defa tekrarlanmiştır. Hayek, vatandaşlarının günlük işlerine, ilişkilerine devamlı müdahalede bulunan bir yönetim altında medeniyetin ilerleyemeyeceğini belirtmektedir. Bu bağlamda, hiçbir medeniyetin esas hedefi özel mülkiyetin muhafazası olan bir yönetim olmaksızın gelişmediğini, buna karşılık bu şartları sağlayarak gelişen uygarlıkların özel mülkiyeti yok eden güçlü hükümetler tarafından duraklatıldığını söylemektedir.Hayek'in bu görüşünün Mises'in görüşleri ile olan benzerliği ilginçtir. Mises'de, bir kendiliğinden doğan düzen olan piyasa ekonomisinin insanlığı medeniyete ulaştıran strateji olduğunu, tarihte uygarlığın geliştiği her devir ve yerde piyasa ekonomisi benzeri bir sistemin uygulandığını yazmaktadır.