Gönderi

Çölde inzivaya çekilen Doğulu bilgeler gibi hissediyordum kendimi. Zaten gidişata bakılırsa önümüzdeki birkaç yıl boyunca bayağı insan çölde inzivaya çekilecek. Bizim Porteous’un anlattığı gibi,münzevi bolluğundan her mağara için bir bekleme listesinin tutulduğu eski Roma devrine döneceğiz. Gerçi benim derdim göbek deliğimi tekrar görebilmek değildi. Sadece zor zamanlar gelip çatmadan önce moral bulmak istiyordum. Çünkü zor zamanların kapıda olduğundan şüphelenmemek için herhalde aptalın önde gideni olmak lazım. Nasıl olacağını bilmiyoruz ama olacağını biliyoruz. Belki bir savaş, belki bir bunalım - kötü olacağı dışında bilmenin imkânı yok. Her nereye gidiyorsak, bu gidiş dibe doğru. Mezara doğru, lağım kuyusuna doğru - bilmek imkânsız. Ve doğru bir sezginiz yoksa öyle bir şeyle yüzleşemezsiniz. Savaştan sonraki yirmi yılda bir şeyleri yitirdik. Geriye damlası kalmayana dek boşa akıttığımız can suyu gibi bir şey. Bunca koşturmaca! Üç-beş kuruş için bitmeyen bir didinme. Otobüslerin, bombaların, radyoların, telefon zillerinin bitmeyen gürültüsü. Sinirlerimiz epriyip lime lime olmuş; kemiklerimizde iliğin olması gereken yerde boşluk var.
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.