“Hayatı tek bir akıntının sürüklediği mutsuz bir karışıklığa doğru gidiyordu; etrafındaki karanlık, boş saatlerinde kurduğu imkânsız düşlerini ona gerçekmiş gibi gösteriyordu; bu düşler öyle uzak öyle yabancıydı ki, sağduyuyla, düşünerek dünyayı anlaması imkânsızdı.”