Gönderi

216 syf.
·
Not rated
Beklentilerimi fazlasıyla karşılamış, okumaya başladığım anda beni içine çekip okumayı bitirene kadar da bırakmayan kitap. Adını ve başlangıcını baz alarak yaptığım tahminlerin aksine depresifliğe değil tam tersine bu depresifliğin ( Diğer bir deyişle Acılaşmanıın veya Dr. İgor'un deyimiyle Vitriol zehirlenmesinin) nedeninin ve devamında da çözümünün peşine düşüldüğü bir olay örgüsüne sahip. (En azından Dr. İgor tarafından) Kitabı okurken Veronika ile birlikte ölmek istedim. Yine onunla birlikte sahte bir yaşamın, yani yaşanmamışlığın farkına vardım. Yaşamadan ölmekten korktum. Sürekli kendimi içinde sürüklenirken bulduğum anlamsızlık denizinin Dr. İgor sayesinde adını koydum. Ve yaptığı uzun bir semptom açıklaması boyunca durmadan, daha eksiksiz anlatılamazdı dememe engel olamadım. Günlerimizi bir akış içerisinde geçiriyoruz, bu akışı ise kendimize uyduramıyoruz. Hal böyle olunca da ister istemez biz akışa uyuyoruz. Ama bunu yaparken içimizde bir şeylerin ölmesine de engel olamıyoruz. Geriye içi boş, duygudan yoksun eylemler kalıyor. (Vitriol zehirlenmesi de diyebiliriz artık) Hissetmeden, refleksif şekilde öylece gerçekleşen eylemler... Kitap hiç ölüm yokmuş gibi yaşayan, ancak bunun getirdiği korkuyla yaşamayı da başaramayan bizlerin ölüm bilinciyle daha yoğun yaşamaya yönelebileceğini öne sürüyor. Yaşamadan ölmekten korkanların okumasını şiddetle önereceğim bir kitap. "Dış tehditlerden korunaklı dünyalar yaratmak isteyen kimi kişiler, fazla ileri gidip dış dünyaya karşı abartılı yüksek duvarlar örerler. Yeni insanlara, yeni yerlere, farklı yaşantılara karşı yükselen bu duvarlar onların iç dünyasını da yoksullaştırır. İşte Acılaşmak burada devreye girer. Acılaşmanın (Ya da Dr. İgor'un tercih ettiği adıyla Vitriol'ün ) ana hedefi iradedir. Bu hastalığa tutulanlar her türlü isteği yitirmeye başlarlar, bir kaç yıl içinde kendi dünyalarının dışına çıkamaz olurlar, çünkü tüm enerjilerini çevrelerine duvar örmeye harcamışlardır. Dış saldırılardan kaçınmak amacıyla, kendi içsel gelişmelerine de sınırlamışlardır. İşe gitmeyi, televizyon seyretmeyi, çocuk yapmayı, trafikten şikayet etmeyi sürdürürler, ama bunlar hep otomatiğe bağlanmıştır ve herhangi bir duyguyla ilişkileri yoktur - her şey kontrol altında olduğu sürece. Zehrin bünyeye yayılmasının yarattığı en büyük sorun, tutkuların -nefret, aşk, umutsuzluk, merak vb.- su yüzüne çıkmasını önlemesidir. Acılaşan insan zamanla hiçbir istek duymaz. Ne yaşayacak ne de ölecek iradeye sahiptir artık, sorunun özü de budur."
Veronika Ölmek İstiyor
Veronika Ölmek İstiyorPaulo Coelho · Can Yayınları · 202078.6k okunma
·
62 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.