Gönderi

Freud ve Aşk: Tedavideki Huzursuzluk
Düşüncenin odağının -bir süre için- analizdeki aşkın üzerine kaydırmak, aslında, tedavi sırasında annesel kapsayanla narsisistik bir kaynaşmayı değil de, metaforik bir nesnenin ortaya çıkışını dikkatle incelemeye yöneltir: ruhsallığın ve adını koyalım- "kökensel bastırmanın" temelini atan yarılmanın kendisi, dürtüyü bir ötekinin simgeseline doğru çevirir. Metaforik dinamikten (organik ihtiyaçların izotopisini kıran, heterojen yer-değiştirme anlamında) başka hiçbir şey, bu ötekinin bir Büyük Öteki olduğunu doğrulamaz. Dolayısıyla analist, idealleştirici özdeşimin metaforik nesnesi olan Büyük Ötekinin, yerini geçici olarak işgal eder. Aktarım alanını, bunu bilerek ve yaparak yaratır. Aksine eğer analist bunu bastırırsa, Freud'un Kitlelerin psikolojisi'nde çoktan tiksintisini ifade ettiği malum Führer'e dönüşür: Bu, analiz pratiğinin böylesi... histerik görüngülerden uzak/korunmuş olmadığını oldukça iyi gösteren dehşet uyandıran bir olgudur.
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.