Gönderi

1980 yılının 30 Ekim günü, “bir olay yeri tespiti için” Fatsa'nın Çullu Tepesi'ne götürülür Sadi Ekiz. Ağzında kan kokusu, temiz havayı ciğerlerine çekerken göğüs kemikleri sızlar. Karadeniz'in üstünde özgürce uçan martılara bakar, Fatsa'nın tüten bacalarına. Ve bir ses: “Hadi, hemen, koşarak git buradan!” Birkaç adım atar ki, ne olacağını anlar.“ Kaçmaya çalıştı, biz de vurduk” diyeceklerdir. Durur ve yüzünü katillerine döner... Eli tabancalı adamlardan biri Sadi Ekiz'in mavi gözleriyle göz göze gelir. Oysa, futbolda bir kural vardır: Penalti atarken asla kalecinin gözlerine bakmayacaksın. Bakarsan golü kaçırırsın. Birbiri ardına kurşun sıkılır Fatsaspor'un kalecisi Sadi Ekiz'e.. Orduspor'un “1” numaralı formasını giyen oyuncusuna... Ereğli Demirçelikspor'un file bekçisine... Fındık üreticisi babası işlerine yardım etmesi için geriçağırmıştır Sadi Ekiz'i... O da kaleciliği bırakarak Fatsa'ya,ekmeğini alınteriyle kazanan, emekçi babasının yanına dönmüştür... … Derler ki, ateş etmeden önce, kaleci Sadi Ekiz'in gözlerine bakan aklını kaçırır... Ve sürekli olarak haykırır acı içinde: “Git dediğimiz anda, birkaç adım atarak geri dönmesini ve mavi gözleriyle bize çaresizce bakmasını hiç unutamıyorum.”
··
76 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.