"Bir gün birini seversem o kişiyi bir Fransızca şarkıymışçasına dinleyeceğim. Havanın önemi yok, onu ne zaman görsem ayçiçeği tarlasındaki ışıklar onu parıldatacak. Bir köylü güzelliği, bir soylu asilliği olacak sevgilimde. Böyle birini seveceğim işte ben, bu dünyaya ait olamayacak kadar güzel olacak sevgilim. Sesi, ne söylerse söylesin melodik çıkacak ama en güzel tınıyı sevgisini ve kendisini anlatırken bulacak. Bu dediklerim, böyle birini seveceğim demek değil. Böyle seveceğim demek. O kişi herkesin bakacağı kadar güzel olmayabilir, sesi bozuk, duruşu yamuk olabilir. Ama ben onu seversem o evrenin en güzelidir benim için, en derin sesli, en asil duruşludur. Bu dediklerim de yanlış anlaşılacak şimdi; benim sevgim onu öyle yapar demiyorum. O zaten hep öyledir ki ben ona sevgimi vermişimdir, ama dünya onun güzelliğini görmüyor demektir."