Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Pessoa ve felsefesi
Seyahat fikri midemi bulandırıyor. Hiç görmemiş olduğum her şeyi göreli çok oldu. Henüz görmemiş olduğum her şeyi göreli çok oldu. Sürekli yenilenmenin sıkıntısı, varlıklar ve fikirler arasındaki aldatıcı* farkların altında her şeyin hep aynı olduğunu keşfetmenin sıkıntısı, caminin, tapınağın ve kilisenin aynı olması, yoksul bir kulübeyle sarayın bir olması, aynı yapısal bütünün kıyafetli bir kral ya da anadan doğma bir vahşi rolü oynayabilmesi, hayatın kendi kendiyle ezeli uyumu,** yaşadığım her şeyin durgunluğu – ilk edimde, hepsi silinip gider. Manzaralar, birtakım tekrarlardan ibarettir. Trenle rasgele giderken, manzaraya olan ilgisizliğimle, farklı biri olsam oyalanmamı sağlayacak elimdeki kitaba olan ilgisizliğim arasında boşu boşuna, sıkıntılara gark olarak bölünürüm. Belli belirsiz midem bulanır hayattan ve her hareket bulantıyı iyice artırır. Yalnızca var olmayan manzaralar, asla okumayacağım kitaplar dağıtıyor sıkıntımı. Hayat benim için, beynime kadar ulaşmayan bir dalgınlık hali. Beynimi ise, tam aksine özgür bırakıyorum ki, hüzünleri yaşayabileceğim bir yerim olsun. Ah, düşsünler yollara var olmayanlar! Tıpkı nehirler gibi hiçbir şey olmayanlar için de akış, hayatın ta kendisi olmalı. Ama düşünenler ve hissedenler, hayata karşı uyanık olanlar; trenlerin, arabaların ve gemilerin korkunç isterisi yüzünden, ne uyuyabilir, ne de uyanık kalabilirler. Çok kısa bile sürse her yolculuğun dönüşünde, düşlerle bölünmüş bir uykudan uyanır gibi oluyorum – duyularım birbirine yapışmış halde, karmaşık bir uyuşuklukla, gördüklerimin sarhoşluğunu duyuyorum. Huzura erebilmek için bana ruh sağlığı gerek. Hareket içinse, ruhla beden arasında bulunan bir şey eksik bende; bir türlü ulaşamadığım şey jestler değil, onları yapma isteği. Sık sık gelmiştir içimden nehri, Terreiro do Paço ile Cacilhas arasındaki şu on dakikalık mesafeyi aşmak. Ve hemen her seferinde insan kalabalığından, kendimden ve tasarladığım şeyden ürkmüşümdür. Birkaç kez oraya gittimse de her seferinde göğsüm sıkıştı, geri dönüp sağlam toprağa varana dek ayağımı yere basmadım neredeyse. İnsan çok derinden hissederse, Tejo sayısız bir Atlantik’tir, karşı kıyı ise bir başka kıta, hatta bir başka evren. *Ya da: gelgeç. **Ya da: mahkûm olduğu değişimde bile. H.K 122 sayfa 170
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun Kitabı
Fernando Pessoa
Fernando Pessoa
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.