Eğer Olasılıksız'ı saymazsak (ki saymıyorum) Amerikan edebiyatına beni ısındıran eser. Yazarın muhteşem dehasının bulabildiğim minik kırıntılarını, yazımın devamında nacizane surette izaha çalışacağım. Eser çok küçük hacimlidir ancak bıraktığı izlenimle fiziksel hacmini yutmuştur. Kitabın kahramanları her ne kadar George ve Lennie gibi görünse de esas kahraman Lennie'dir. Çünkü George'un hayatına dair bilgiler oldukça kıttır ve hikayedeki rolü yol güzergahını belirlemekten öteye gitmemiştir. Lennie'nin hayatı, karakteri, duruşu akl-ı selim olan karakterimiz George tarafından anlatılır ha anlatılır. Anlaşılacağı üzere Lennie saf mı saf, temiz mi temiz, pırıl pırıl bir karakterdir. Yazar monolog anlatım tarzı yerine gizli bir diyalektik kurmuştur. Bir yandan hikayeyi kendisi anlatırken diğer yandan bu görevi George'a yükleyerek monoton tasvirlerden uzaklaşmış ve karşıtlık yaratarak hayattaki doğruların neler olduğuna dair bizi gizli bir şekilde ikna etmeye çabalamıştır. Bana kalırsa bilinçli ve özenli bir şekilde kurgulanan kapitalizm, sosyalizm ve Amerikan popülizmi çatışmasının işlenmesidir. George sosyalist temelli düşünce yapısını temsil etmektedir. O; akıllı, kurnaz, adil bir yaşam arzusunda ancak yeterince güçlü olmayan bir pusula gibidir. Curley; demir yumruğuyla kapitalizmi simgeler ki kendini tüm işçilerden yukarda gören, gücünün farkında olan ve bunu alabildiğine saldırgan bir tavırla sergilemekten çekinmeyen bir canavar misali resmedilmiştir. Curley'nin karısı ise kapitalist lokomotifin sadece küçük bir kompartımanıdır. Amerikan popülizmi onunla vücut bulmuştur. Özden uzak, değer yargıları sadece kendi dünyasında geçerli ve geçici arzulardan ibaret, tabiri caizse sadece et ve kemikten mürekkeptir Curley'nin karısı. Esas oğlan "Lennie". Baktığımızda sosyalizmin en büyük dayanağı halkın, işçi sınıfının ve bilumum kapitalist düzende soyutlanmış diğer sınıfların tek bir bedende zuhur etmiş hali gibidir. Toplumu, yani seni beni simgeler. Sosyal tabakaların birleştiklerinde ne kadar güçlü olabileceğini göstermek istemiştir sanki yazar. Lennie; gözün gördüğü her şeyden daha güçlü, delicesine çalışkan, yorulmak nedir bilmeyen, taşı sıksa suyunu çıkaracak, tuttuğunu yerden yere vuracak ve bir çırpı dal gibi titretecek biridir. Ama o bunu yapmak yerine kocaman kalbiyle zerreden kürreye her şeyi kucaklayabilen masum bir bebek gibidir. Onun mevcut dünya düzeni içerisindeki buhranlarını, korkularını, endişelerini ve bunların yanında dostlarına olan güvenini ve bağlılığını, her fırsatta yeni bir dost edinme çabasını, koca gövdesine rağmen gayet naif ve tertemiz hayal dünyasını öylesine masalsı anlatmıştır ki Steinbeck; kalbi titremeyenin duygularından şüphe ederim. Sımsıcak bir hikayenin buz gibi örtüsünü tüm insanlığın üzerine seren adamdır Steinbeck. Biz daha düşünüp tahmin etmeden o hikayesini anlatmış, mesajını çoktan vermiş olacaktır. Her nereye gidersek gidelim Steinbeck orada bizi bekliyor olacaktır....Hikaye örgüsüne girmeden anlatacaklarım bu kadarla sınırlı kalsın. Bundan sonrası spoiler'a gireceği için hikayenin derinliklerine inmiyorum. Çünkü inanıyorumki her okur kendi derinliği içinde yaşatmalıdır karakterini, yani öz benliğini... Jonathan Livingston'a bir adım daha yaklaşabilmenin arzusu ve hayaliyle hoşçakalın...

Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023172,7bin okunma

··

1 görüntüleme

Bu yorum görüntülenemiyor

Affan bin Osman

@Affan ·

08 Haziran 2017 15:19

Teşekkür ederim. Çok incesiniz. Elbette 'siz' okuduğunuz için öyle.

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Affan bin Osman