Çehov'un okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen yazara hayran oldum. Kitabın konusu akıl hastanesindeki bir doktorun, hastanedeki bir akıl hastası ile arkadaş olmasıdır.
Aslında kitap Rusya'ya bir eleştiriymiş. Akıl hastanesi Rusya'yı, hastalar ise Rusya'da yaşayan halkı temsil ediyormuş.
Kitabın bana hissettirdiklerine gelince; kitabı okurken Doktor Andrey Yefimıç'e hem kızdım, hem üzüldüm. Doktor eğitimli, kültürlü ve entellektüel sohbetleri çok seven biri. Ancak akıl hastanesinde pek çok haksızlığı görmesine rağmen, değiştirme gücü varken olanları korkakça, umarsızca izledi. Yapılan tüm kötülükleri ve akıl hastanesindeki eksiklikleri görmezden geldi. Müdahale etmedi. Ancak kendi başına gelince iş işten geçince anlayabildi.
Bizler başkalarına dertleri konusunda akıl vermeyi pek severiz, ancak kendi başımıza gelmeden anlayamıyoruz. Yaşamadan öğrenemiyoruz.
Farkındalık oluşturacak, hayatı sorgulatacak bir kitap. Okumanızı öneririm.
Kitabı okuduktan sonra;
Delilik nedir? Deli kime denir?
Gibi sorular sormaya ve düşünmeye başladıysanız ilginizi çekerse Flu Tv'de İlker Canikligil ve Dr. Alper Hasanoğlu'nun "Delirmek Normaldir" sohbetlerini dinlemenizi öneririm.
youtu.be/F8YugQWocW4youtu.be/JC3XwJOkbEM
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Adam Yayınları · 198270,2bin okunma