254 syf.
·
Puan vermedi
Okuduğum baskı E yayınlarından 1970 yılında çıkmış. "Mutlu Yıllar" dileği ile 1974'te imzalanmış, Cengiz Bey'in imzasına pek benzemiyor o yüzden ucuza kapattım herhalde. "Doğum gününde de kitap mı hediye edilirmiş, tüüü" diyen birisi elden çıkarmış anlaşılan. Bana ulaşana kadar ne maceralar yaşadı kim bilir! :)
İlk defa 
Kerkenez kitabıyla yazarı tanımıştım. Yazarın yoğun betimlemeler içeren bir tarzı vardı. Basit bir dil ile yazılmasına rağmen kendine has anlatımı ile daha ilk sayfalarda "ben farklıyım" etkisini bende oluşturmuştu.
Ne yazık ki 
Hacizli Toprak kitabı için benzer şeyleri söyleyemiyorum. Yazıldığı dönem kullanılan "kav çakmağı, mintan, deli boran, teres, tevatür, eyna tutmak, harım, maroken" gibi günümüzde sık kullanılmayan kelimeleri bir kenara bırakırsak eğer, kitabın başından sonuna çok sade bir dili var. Bırak şekilciliği şimdi derseniz sizlere çarpıcılıktan uzak içerikten bahsetmek isterim. 90'lı yıllar ve öncesi doğan kuşak için hiç de yabancı olmayan bir ortam ve birazcık yerli dizi izlemiş kişiler için bolca klişe var.
Zengin kız - fakir oğlan, zengin köy ağası - açlıktan ağzı kokan köylüler, zenginler lehine çalışan zabıtalar, köy kahvesi dedikoduları, yağcı çaycı, kaba kuvvetten geri durmayan ağanın elemanları, kız kaçırma, senet - borç - dert, hasattan beklenen paralar, yağmur duaları, şaka gibi sebeplerle hapse düşenler - hapisten çıkanlar ve daha neler neler... 70'lerden bahsediyorsun Semih ne klişesi kendine gel mi dedi birisi?
Depremler, ekonomik buhranlar, pandemi, darbeler, iç savaşlar, çıktı çıkacak 3. dünya savaşı, uzun süredir aklımızla alay edenler yöneticiler derken internet de sağ olsun şaşırabileceğimiz pek bir şey kalmadı. Neyse ben yine de büyük konuşmayayım uzaylılar her an arka bahçeye inebilir.
Yazar, köy halkının çektiği sıkıntıları bizlere aktarırken görüyoruz ki, 1 kişi koca köyün huzurunu kaçırmaya yetiyor da artıyor bile. Tabii siz bu cümleye hiç şaşırmadınız ve "köy de ne ki!" diyorsunuz. Para hırsının ve aç gözlülüğün sonu yok maalesef. Bu kadar klişenin üzerine, gururlu ve olaylar karşısında dik durabilen bir insan olmanın öneminin vurgulandığını söylersem sanırım şaşırmazsınız.
Yazdığım tüm eleştirilere rağmen eskilerin utangaçlıklarındaki kendine has güzellikleri tatmadım dersem yalan olur. Keyifli okumalar.
··
104 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.