Gönderi

331 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
“Aslında körlük, umudun tükendiği bir dünyada yaşamaktı.”
Saramago’nun kurduğu distopyanın gerçekçiliği o kadar çok içine çekiyor ki her satırda hangi karakterden bahsediliyorsa onun gözüyle hikayenin içine dalıyorsunuz. Okumaya her ara verdiğimde çok sevdiğim bir dizinin reklama girmesi gibi sonrasında neler olacak diye merak etmeyle geçti. Yazarın kendine özgü bir yazım tarzı ve bilinç akışı kullanma biçimi var. Tırnak işareti hiç kullanmıyor ve konuşmaları iki virgül arasına koyuyor. Büyük harf görünce ise konuşmanın karşı tarafa geçtiğini anlıyoruz. Açıkçası bir puanı kırma sebebim bu, yazım şekli alışık olduğumuz düzenden çıkınca beni hoşnut etmedi pek. Yine de çözümlemesi kolay bir yöntemde yazılmış eser. “Dışa bakan hayal görür, içe bakan uyanır,” der Jung. Peki, bu dünyaya nasıl uyanabiliriz? José Saramago, insanın iç yüzüne dair gerçeklikleri en çıplak hâliyle gözler önüne seriyor. Kitapta kör olan insanların çektikleri zorluklara değinilirken körlük kavramıyla toplumsal bir eleştiri de yapılıyor. Eleştirilerin sosyolojik boyutu gerçekten inanılmaz. Toplumda onlarca suç işleniyor, yüzlerce hata var herkes bunların farkında ama farkında olanlar da görmezden geliyor, susuyor… Biz insanlar zaten çoğu konuya duyarsız ve körüz. Yazar ise bu gerçekliği biz insanlara bu cümlelerle aktarmış. Eminim ki kitabı okuyan herkes kısa süreliğine de olsa gözlerini kapatıp körlüğü sorguluyor. Kitabın asıl olayı aslında biz insanlara kendimizi sorgulatmakta yatıyor.  Keyifli okumalar dilerim.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022105bin okunma
·
179 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.