Yazar ile tanıştığım ilk kitap. İlk tercihimin bu kitaptan yana olması konusunda hala endişelerim var.
Bu kısa hikâye ölüm hastalığına yakalanmış bir adamın hikâyesi. Ancak bu ölüm fiziki ölüm değil. Hiç sevmemiş, sevilmemiş birisinin hikâyesi. Öyle ki sırf anlamak, görmek tatmak için parayla birkaç günlüğüne kiraladığı bir kadın kendisine hem gerçek hastalığını hem de çözümün ne olabileceğini söylüyor.
Karakterimiz ölüm hastalığı aşkı, umudu, cinselliği de tatmamış ve tadamıyor. Bundan dolayı günümüz tabiriyle ''Yaşayan Ölü'' dediğimiz bir kişi ve bu kişinin tam aksine herşeyi yaşamış birinin bakış açılarını anlamımızı kitabın kapağında yer alan ''Deniz'' kimine göre siyah kimine göre mavidir, düşüncesi oluşturuyor okuyucuda.
İncelememi bir alıntı ile noktalamak istiyorum;
Hissetmekten ziyade, sevmek ne renktir acaba?