Gönderi

Bana da ikide bir kaç diyordu bir ses, kaçıyordum; kaça kaça bitkin düşmüştüm. Çember daraldıkça daralmıştı. Ama hâlâ kaç diyordu ses. Durma kaç! Ama kaçılacak neresi kalmıştı? "Bir devenin karnı yarılıp içine girsem, yine de arayıp bulurlar beni" denmemiş miydi! Eninde sonunda yakalanıp bıçak altına yatırılacak kurbanlık bir koyun gibi görüyordum kendimi. Bıçak İsmail'i kesmemişti ama beni kesmeyeceğine ilişkin bir şey söylenemezdi.
·
10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.