Neşe: "Aralık Ayı Öykü Etkinliği (01 Aralık 2022-02 Ocak 2023)": Aralık Ayı Öykü Etkinliği (01 Aralık 2022-02 Ocak 2023) YANLIŞ NUMARA Oturmuş telefonun başına. Bir insan evladına ulaşmak için ter döküyor. Onu tuşladı olmadı, bunu tuşladı olmadı. Sonunda müşteri temsilcisine bağlanmayı becerdi. İnadı dillere destan nenemin. Hayatta peşini bırakmaz. Şimdi tane tane anlatıyor derdini. “Evladım, daha önce söyledim ya. Gös ter mi yor!” Beyaz tülbendini kulak arkası...

YANLIŞ NUMARA Oturmuş telefonun başına. Bir insan evladına ulaşmak için ter döküyor. Onu tuşladı olmadı, bunu tuşladı olmadı. Sonunda müşteri temsilcisine bağlanmayı becerdi. İnadı dillere destan nenemin. Hayatta peşini bırakmaz. Şimdi tane tane anlatıyor derdini. “Evladım, daha önce söyledim ya. Gös ter mi yor!” Beyaz tülbendini kulak arkası yaptı. Sanki böyle daha iyi duyacak. Karşıdakini dinlerken terledi, gazetesini yelpaze yaptı yüzüne. “Hah,” dedi, “ben de onu diyorum. Arıza var işte.” Sözü kesilince dizginlediği öfkesi boşalıverdi. “Sövdürme şimdi firekansına, her ay eşek yüküyle para almasını biliyorsunuz.” Muhabbetin burasında ellerimi kurulayıp yetiştim. Dur dedim, ben hallederim. Saniyede verdi ağzımın payını. “Hadi oradan, sizden gelecek hayır Allah’tan gelsin!” Bırakır mı hiç, neticede konuşacak birini bulmuş. Neyse ki öğlene kadar gelip bakarız dediler çanağa. Derdi büyük. Hayriye’yi o işe yaramaza verecekler diye tansiyonu fırlıyor. Sanırsın kızını istemişler. Aman aman, varsın seyretsin. Bu programlar da olmasa bize sarıyor. İnşallah babası vermez Hayriye’yi. Servis geldi, çanak tamir edildi. Stüdyodakiler elbirliğiyle kızı kurtardı hayırsız oğlandan. Değme keyfine. Akşamı kılmak üzere seccadesini alıp salonun en kuytu köşesine yollandı. Ne yapsın zavallı, konsoldan tut da sehpalara kadar her yer fotoğraf. Beş vakit saydırıyor. “Beynamaz! Kaldır şunları, kaldır!” Anneme diyor. Onun da çok umurundaydı. İkisi de inat işte, ne yaparsın… Mutfağa dönerken dizlerini tuta tuta eğilmesini seyrettim. Buruk bir gülümseme yayıldı yüzüme. Nerede o selâm verip, tek hamlede çalan telefona koştuğu günler? “Konuşsana efendi! Ne tıslıyorsun karşımda?” Arayan kesin erkekti. Kadından sapık mı olur? Az sabretse biz açarız ama ne mümkün. İllâ o kaldıracak ahizeyi. Efendi bir daha arar, bu tekrar selâm verip basar kalayı. Bazen kendini öyle kaptırır ki profil çıkarmaya kadar vardırır işi. “Tabii, iş yok güç yok. Kaçtır namazımı bölüyorsun, münafık!” Belki de karşıdakinin ilgisi iyi geliyordu ona. Neticede arayan kanlı canlı insan. Orası kesin. Birkaç gün aramasa, aklı kalıyor adamın. Nenem de bildiğin sahiplenmişti. “Benim sapık gene aradı.” Şimdilerde saat başı sabrımızı zorlayan reklam müzikli telesekreterler nere, ‘bizim sapık’ nere? Bunlarda gizem yok bir kere, heyecan yok. Su arıtma cihazını, film paketini ne yapsın kadıncağız? Müşteri temsilcilerine zaten gıcık. Hepsi papağan gibi, dön dolaş aynı laflar. Şöyle en hakikisinden telefon sapığı değilsen, geçiniz efendim. Benim canım nenem. İzdivaç programı reklama girince gizli gizli arayıp tıslasam diyorum kulağına. “Vay be,” desin. Benim sapık ne vefalı çıktı… Küçükken az sevindirmedi beni. Alt tarafı telefon. Elime mi yapışır?

··

611 görüntüleme