Sosyal devletin görevi ve vatandaşın hakkı olan sosyal hizmetler, iktidara yakın sermaye sahipleri ve vakıf yöneticilerinin taşeron hayırseverliğine havale ediliyor, bu da bir lütuf gibi sunuluyordu. Sosyal devletin bir görevi olarak değil sadaka gibi sunulan yardımlar, iktidara kendi yarattığı yoksulluğun sebebi değil, kurtarıcısı gibi görünme fırsatını vermekteydi.