Duyumsaması bu zamana kadar okuduğum tüm öykülerden daha başarılı. Tamamen kendine özgü bir dille, sızı bırakan anılardan-anlardan bahsediyor. Dünyanın çok bilinmezliğinde, bir ayna tutuyor karanlığın içinde debelenen aydınlık sandığımız hayatlarımıza. Karanlıkta göremeyeceğimiz varlığını bildiğimiz bir ayna, var oluşuyla bir yerleri acıtan. Can yakan, can çoğaltan, öldüren ve doğuran insanı törpülemeye dönük öyküler. Şiddete maruz kalmış -fiziksel, duygusal- insanların ruhu tetikleyen zihinlerinden akan sarsıcı cümlelerle mesafelerin neden sonuçlarından çok hissettiklerini yansıtıyor. Tek kitabını okumuş olmama rağmen; yazar insanların ince, çabuk kırılan yanlarını resmetmede usta.