"Mümkün olsa da geri dönsem, " diyorsun.
Peki ama nereye ?
Hayatını en huzurlu bildiğin, büyük hataları henüz yapmadığın bir vaktine. Durgun bir denizin kıyısında ki o servi ağaçlarının altında mesela. Kurumuş iğne yaprakların yaz sonu kokusuna. Mavi mine çiçeklerinin buğusunda mest, papatyalı bir toprakta kapandığın o secdeye. Gülü ne yapacağını henüz bilmediğin, en nihayetinde bir güle dönüşebileceğini akıl ettiğin o bahara. Boynunda inci bir kolye, başının üzerinde yıldızların döndüğü o gece. Henüz cennetten kovulmamış, ilk günaha bulaşmamış, yasak meyveye uzanmamış.