Gönderi

''... ... Kıymık dolaptaki müzik aletlerinden birine usulca dokundu. 'Ne güzel,' dedi. 'Cilalı.' ... '... Senin olsun ister misin?' Bu soruya hayır diyebilir miydi? Tabii ki, 'Evet!' dedi. 'Çok sevinirim.' ... Müzik aletinin derinliklerine üflerken yeni bir şey öğrenmişti; sicunun her bir kanalından farklı bir ses çıkıyordu. Farklı sesleri farklı insanlara benzetti Kıymık. '... Anneannemle ben, iki farklı ses, bugün neşeli bir şarkı çaldık. Yarın belki ben Baldudak'la güzel bir şarkı çalarım. Neden olmasın?' İçi içine sığmıyor Kıymık'ın. Yüreğindeki buz çözülmüş, kuşlar şarkı söylemeye başlamıştı. O akşam Kıymık kendini çok mutlu hissetti. Sicuyla bir süre oyalandı. Notalar onu kanatlarına oturttular, yıldızlara doğru yolculuğa çıkardılar. Yüreğinde cıvıl cıvıl bir melodi çalıyor, tülden giysiler giymiş küçük balerinler dans ediyordu. 'Ah, Baldudak da şimdi yanımda olsaydı! Onu çok ama çok özledim bu gece... Ah, ne olur bir görsem... Bir mucize olsa. Bir iyilik perisi gırtlağıma sihirli bir toz serpse. Sicumla birdenbire çok güzel bir sevda şarkısı çalmayı başarsam. Baldudak penceremin altında dursa, şarkımı dinlese. Bana bir öpücük yollasa... Ahhh!' ...''
Sayfa 59 - Can Çocuk Yayınları
·
57 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.