sönük bir sokak lambasını sandım güneş
bitmedi beklemem bir günün gelişini
bu yükü taşımak ebedi bir keşmekeş
eskitmem artık pencerede gözlerimi
denedim her seferinde bir ağaç gibi
yıkılmadan beklemek nasıl olur diye
yarama süreceğim ecza yok kimsede
çığlıksız bir yaşam bırakıldı avcuma
bağırıyorum ışıksız esrik bir yerde
şuam erişmez bu cihana erişmez asla
ne kalacaksa bunca acıdan geriye
vaktinde gelmeyen her şey kadar haindir
biniyorum beni götürecek o gemiye
o gemi her saat beklediğim gemidir
bineceğim bende fer kalmadığı vakit
çöpe atılması mutlak bir bardak gibi