Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

223 syf.
·
Puan vermedi
İMAMIN MANKEN KIZI- EMİNE ŞENLİKOĞLU
Kitapta Fatma isimli bir kız çocuğundan bahsediliyor. Fatma, küçüklüğünden beri okul yerine kuran kurslarına gönderilmiş. Dine göre değil, hocaların emirlerine göre yaşanan kuran kurslarına.( buraları kendi ağzından anlatıyor.) zorla yaptırılan, ne olduğunu bile bilmedikleri ibadetler. Neden yaptıklarını bile bilmiyorlar. Ve yapmazsan ceza. Karşı gelirsen dayak. Babası, dine göre doğru olduğunu düşündüğü için Fatma'yı bebekliğinden beri böyle yetiştirmiş. Kitapta bir başka mevzu, ( özellikle çok dikkatimi çekti.) "Senin canın dayak istiyor.", "seni dayaktan başka bir şey paklamaz." , " Onu öyle döver, öyle döverdim ki, hastanelik ederdim. Sonra da basardım tekmeyi." , " Bu yaptıklarına rağmen hâlâ daha çenesini dağıtmadın mı?" gibi sözlerden oldukça geçiyor. Bu sözler, sanki çok doğruymuş gibi anlatılmış kitapta. Çocuk onlar, kız çocukları. Zaten kitapta manken kızların namusları elden gitmiş gibi davranıyorlar, öldürülmesi gerektiğini düşünüyorlar. "Müslüman manken olmaz." düşüncesi dayatılıyor. Bu baskılarla ve beyninin içindeki düşüncelerle baş başa kalan Fatma giderek daha çok mankenlere benzeyip dinden uzaklaşmaya başlıyor. Bu ne kadar kötü, tartışılır. Ama bu durum ailesiyle kavgalara sebep olur ve tüm suç Fatma'nın omuzlarına biner. Oysaki bunun tek sorumlusu anne, babası ve gittiği kurslarda gördüğü kötü muameledir. Kitapta bahsettiği gibi, yanlış çevre değil. Örnek oluyor falan filan hikaye. Fatma'nın annesi sürekli babasına kızar. "Bu kızı azıcık benim babam gibi dövseydin, böyle olmazdı." diyor. Ne kadar yanlış olduğunu isterseniz siz yorumlayın. Sayfa 73 de son paragrafta "Hiçbirimiz dini güzel anlatmıyoruz çocuklarımıza, sevdirerek överek yaptırmıyoruz." demiş. Eh, bir bakıma doğru gibi geliyor ama bence hepsi yanlış. Herkes, çocukları veya gençleri bir tarafa çekmeye çalışıyor. Herkes, savunduğu şeyin birkaç güzel özelliğini alıp abartıyor, abartıyor. Sonra çocuk yanlış seçim yapmasını da ne yapsın. Ya çocuk diyorum. Tabii ki de çocuğa hangisi cazip gelirse oraya yönelir. O zaman evet, burada çocuğu kimse suçlayamaz. Burada doğru veya yanlış da yok zaten. Olay tamamen, göze hoş gelen ve gelmeyen bence. Babasının, yaptıklarından, söylediklerinden, anlattıklarından, değerlerinden nefret eden bir kızın hikayesini anlatmaktadır bu kitap. Yaşadıkları kötü evden bıkıyor ve daha zengin daha olanaklı daha rahat şartlarda yaşamak istediği için sürekli isyan ediyor. Evlerinde televizyon bile olmadığı için sürekli komşuları olan Betüş teyzesine gidiyordu. Fakat bu Betüş teyze eskiden kadın satan bir insandı ve imamın kızı Fatma bunu bilmiyordu daha doğrusu çoğu mahalleli bilmiyordu. Fatma sürekli onlarda kala kala Betüş teyze onun aklına çelmeyi başarmıştı. Sen çok güzelsin bacakların sütun gibi çok güzel diyerek onun aklını çeldi ve manken olması için çabaladı. Aslında Fatma çok fazla kitap okuyan çok zeki bir kızdı aynı zamanda hafızdı. Yakup imam kızının hiçbir şekilde kötü alışkanlığa başlamasını istemiyordu ancak başaramamıştı. Fatma artık kafasına koymuştu ve rahat olmak istiyordu. Fatma evi terk etti herkesi perişan bıraktı. Evi terk ettikten sonra baş örtüsünü açtı mini etekler giymeye başladı. Fatma fazlasıyla yoldan çıkmaya başlamıştı. Çok fazla mankenlik ajansı değiştirdi en son birinde uzun süre kaldı patronu çok iyi bir adamdı. Ajanstan üç dört arkadaşıyla ortaklaşa ev kiraladılar. En başlarda hayatından memnundu ancak sonralarda ne hale geldiğini görerek karamsarlıklara düşmeye başladı. Beraber ev kiraladıkları arkadaşlarının kötü alışkanlıkları vardı. Her akşam barlara diskolara gidiyorlardı. Her ay başka bir erkekle arkadaşlık yapıyorlardı. Fatma bu durumdan rahatsız oluyordu o bu kadarına bulaşmamıştı. Küçükken babasının ona söyledikleri akınla geliyordu anlattıklarını hatırlıyordu buna engel oluyordu. 2 tane arkadaşını imana çevirmişti. Hatta bir tanesi kapanmıştı namaza başlamıştı. Fatma buna çok seviniyordu yalnız onları bile imana namaza döndürdü kendini hale düzeltemiyordu. En sonunda ailesini çok özleyen Fatma dayanamadı ve geri dönme kararı aldı. Arkadaşları onun gideceğine çok üzüldü. Sonuçta üzerlerinde emeği çoktu ama Fatma kararlıydı. Artık eşyalarını topladı ve eve döndü. Babasının imamlığını yaptığı camide cenaze namazı kılınıyordu. Fatma büyük bir korku ile cenaze alanına gitti ver babasının yakın arkadaşını gördü. Babasının yakın arkadaşı, Fatma'ya babasının öldüğünü söyledi. Fatma şok olmuştu resmen. Tabutun yanına gitti ve yakardı babasından sonsuzlarca özür diledi baba ben döndüm affet diye sayıkladı düzeldim seni çok seviyorum diye diye perişan oldu. Sonra babasının yakın arkadaşı Fatma’nın yanına yaklaştı ve bu korku sana yeter bak baban duvarın dibinde sevincinden şoke olmuş saka bakıyor der ve ayrılık biter... Aslında bundan bahsetmeyecektim fakat engel olamadım kendime. Affedin. Kitap 2014 basım. Yani aslında o kadar eski bir kitap değil ve kitaptaki yazıma hataları ilkokul seviyesinde. Bu kadar olmaz dedirtiyor. Basım tarihi veya yayını ne olursa olsun böyle bariz hatalar olmamalı bence. Okurun göz zevkini geçtim, insanı böyle hatalara alıştırıyor ve "asıl konuya odaklanın" diyerek resmen yazım kuralları hiçe sayılıyor. Birkaç örnek vermek istiyorum. "Kimbilir.", " onsekiz." , "tesbit etmek." , "birşey" , "birgün" , "söylüyemiyordu." , "herşey" , "filim." ,"mavfettin" , "afetmeyeceğim." Ve size son bir şey, "Çağdaş olmak için her tarafımızı göstermek zorunda mıyız?"
İmamın Manken Kızı
İmamın Manken KızıEmine Şenlikoğlu · Mektup Yayınları · 19976bin okunma
··
91 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.