Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

156 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hadislere gerek yok düşüncesinin belki çok ciddi bir alıcısı bulunmuyor ancak hadisleri inkar noktasına kadar götürmese de İslâmî ilimlerde altyapısı olmayan kişilerin ilk etapta şüpheye düşmesine sebep olabiliyor. Bundan mütevellit hadisler konusunda herhangi bir şüphemiz bulunmamasına rağmen çevremizden bize yöneltilen sorulara daha makul cevaplar verebilmek için bu tür kitapları okumanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda ktabın en güzel yanının da hiçbir hadis kullanmadan konuyu sadece akıl ve mantık çerçevesinde ele alarak hazırlandığını söyledikten sonra kitabın içeriğine geçelim. Enbiya hoca daha önsözde kitabın ilk cümlesinde İslâmî ilimler arasında en tartışmalı alanın hadis olduğunu söylüyor ve ben de bu düşüncesine aynen katılıyorum. Bunun birçok sebebi sayılabilir belki ama hadislerin sıhhat durumunun tartışılması, mezheplerin hadislere yaklaşımı ve bunun sonucunda hükümlerde farklılıklara sebep olması, inkar edilmesi, kutsallaştırılması, halk arasında diğer ilimlere nazaran hadisin daha çok kişi tarafından okunması gibi sebepler sayılabilir. Tartışma Konusuna Genel Bir Bakış Altı bölümden oluşan kitabın birinci bölümünde tartışma konusuna  genel bir bakış atılıyor. Burada yazılanlardan yola çıkarak şunları söyleyebiliriz: Hadislere karşı eleştirel bir tavır takınanları hemen müsteşrik etiketiyle yaftalamak doğru değildir. Günümüzde artık sorgusuz sualsiz ne deniyorsa ona inanmak mümkün görünmemekte -ki zaten doğru bir yaklaşım da değil- ve bu sorgulamalara toplumun her kesiminde şahit olunmaktadır. Aslında bu inkârın ve hadisleri toptan reddin önemli sebeplerinden birisi de ülkemizde ve diğer İslâm ülkelerinde yaygın olan hurafe kültürüdür. Din diye insanlara pazarlanan ancak İslâm ile alakası olmayan kıssalar, menkıbeler; gerek televizyonlarda gerek sohbet ortamlarında din tüccarlığı yapan şahıslar insanların İslâm'dan uzaklaşmasına ve hadislere cephe almasına sebep olmaktadır. Elbette bu yanlış tutumlar hadislerin inkarı için mazeret değil ve bu tavır alma durumu da insanların bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Fakat yeterli düzeyde bilgisi olmayanların bu şahıslara olan kinlerinden dolayı İslâm'a sırt dönmesi kaçınılmaz oluyor. Yine bununla da bağlantılı olarak bir diğer sebep Ehl-i sünneti müdafaa altında hadis kitaplarına kutsal kitap muamelesi yapmaktır. İslâm tarihi boyunca alimler tarafından eleştiriye tâbi tutulan, kabul edilmeyen, sorunlu olduğu düşünülen hadisler olmuştur. Hadis kitaplarının belki yüzde onluk bir bölümü bu tartışılan hadislerden oluşmaktadır ve bu durum belki de kıyamete kadar devam edecektir. Bu tartışmaların olması hadisleri inkar etmek için bir sebep olmadığı gibi hadislerdeki problemleri yok saymayı da gerektirmez. Hadisleri savunma  adına yapılan bu görmezden gelme ve sorunların üzerini örtme durumu bir kesimi bütün külliyatı inkar noktasına kadar götürmüştür. Çevremizde de sürekli şahit olduğumuz üzere hadis inkarcılarının ekmeğine en çok yağ sürenler yine hadis savunuculuğunu yaptığını düşünenler oluyor ne yazık ki. Bir diğer nokta tartışılan hadislere bakıldığında pek çoğunun gaybî haberler, mucizeler, geçmiş kıssalar gibi Müslümanların aslında pratik hayatta ihtiyaç duymadıkları hadislerin olduğu görülmektedir. Bu durum elbette bu hadisler hakkında hiç konuşulmasın demek değil ama bazı hadislerin üzerinde tartışmaların olması yine bütün bir hadis külliyatını reddetmeyi gerektirmemektedir. Bu başlık altında son olarak şunu söyeleyebiliriz ki hadisleri inkâr edenler sıkıştıkları durumda hadislerden ve hadis alimlerinin sözlerinden faydalanmaktadırlar. Hem hadislere gerek olmadığını söylemek hem de ihtiyaç duyulduğunda hadislerden faydalanmak en hafif tabir ile iki yüzlülüktür.  Allah Rasulü'nün Konumu İkinci ve belki de en önemli olan bu bölümde Hz. Peygamber'in konumu ve Müslümanlar için ifade ettiği anlam üzerinde duruluyor. Bu bölümde Enbiya hoca 29 farklı başlıkta konuyu ele almış. Ben de burada bazı başlıklara kısaca değinmek istiyorum. Kur'an ayetlerine bakıldığında Allah'a itaatin yanında Rasulüne de itaati emrediliyor, Hz. Peygamber'in "Kur'an'ı okuyan, onlara Kitap ve hikmeti öğreten" bir Rasul olduğu söyleniyor. Görüldüğü gibi Kur'an'ı okuyan ve kenara çekilen değil arkasından bunu insanlara öğreten bir peygamberden bahsediliyor. Yine sadece Kitâbı değil onun yanında hikmeti de öğrettiğini  görüyoruz. Kitaptan kasıt Kur'an-ı Kerim olduğuna göre hikmet nedir ve ayrıca ondan niçin bahsedilmiştir sorusuna yanıt aranıyor. Hadisler konusunda ortaya atılan görüşlerden birisi hadislerin Müslümanlar arasına tefrika soktuğu ve çözüm olarak Kur'an etrafında toplanılması gerektiği söylemidir. İlk başta masum ve mantıklı bir çözüm gibi görünen bu düşünce hayata geçrilirse gerçekten bütün sorunlar çözülecek ve Müslümanlar arasındaki ihtilaflar bir anda ortadan kalkacak mı? Bu soruya evet cevabını vermek mümkün değildir. Çünkü bu defa da Kur'an ayetlerinin anlaşılması konusunda ihilaf yaşanacaktır. Bilindiği gibi Kur'an'daki bütün ayetlerden tüm Müslümanlar aynı sonucu elde etmemekte orada da yorum ve anlayış farklılığı görülmetedir. Yani hadisler ortadan kalktığı zaman tefrikanın giderilmesi bir yana yeni yeni ihtilaflar ortaya çıkacaktır. Ortaya atılan iddialardan bir diğeri de Kur'an'da eksiksiz hiçbir şeyin bırakılmadığı, her şeyin Kur'an'da yer aldığı ve hadislere ihtiyaç duyulmadığı meselesidir. Bu minvaldeki ayetlerin bağlamından koparılarak yorumlanması bir yana Kur'an'ı eline alan bir Müslümanın onda "her şeyi" bulması mümkün değildir. Organ nakli, tüp bebek, sigorta, kasko gibi güncel meselelerin yanı sıra namaz, oruç, zekat gibi ibadetlerin ayrıntıları dahi Kur'an'da yer almamaktadır. Allah Rasulü'nü aradan çıkardığımız zaman namazın kılınışı, rekat sayıları, rüku vesecdenin mahiyeti, zekatın hangi mallardan ve ne oranda verileceği gibi sorular dahi yanıtsız kalmaktadır. Aklen ve mantıken de bir insanın Kur'an'dan her aradığını bulması mümkün değildir. Hadislere gerek olmadığını ve yalnızca Kur'an ile yetinmek gerektiğini söylemek Allah Rasulünün örnekliğini de yok saymak demektir. Eğitim ve öğretimin rol model, örnek bir şahıs olmadan olması mümkün değildir. Günümüzde de öğrencilerin eline yalnızca kitap vererek onların eğitilmesini beklemiyoruz. O kitapları açıklayan, pratik olarak uygulayan bir öğretmene ihtiyaç duyuyoruz. Nasıl ki bütün öğrenciler ellerinde her bilginin olduğu kitaplara sahip olmalarına rağmen bunları açıklayacak bir öğretmene ihtiyaç duyuyorsa Müslümanlar da Kur'an'ı kendilerine açıklayacak bir peygambere muhtaçtır. Hadislerin güvenilir olmadığı düşüncesiyle yok sayılması diğer bütün ilimlerin de ortadan kalkmasına sebep olmaktadır. Ayetlerin doğru anlaşılmasındaki en önemli ilim dallarından birisi nüzül bilgisidir. Ayetin sebebi nüzülü bilinmeden doğru anlaşılması da bir hayli zordur. Mesela "İyilik evlere arka taraflarından gelmeniz değildir, aksine iyilik (fenalıklardan) sakınanın tutumudur. Evlere kapılarından girin ve Allah'tan korkun. Umulur ki kurtuluşa erersiniz." ayetine bakıldığı zaman sebeb-i nüzûlü blinmiyorsa evlere arkasından girme ile iyilik kelimesinin alakası asla anlaşılmayacaktır. Kur'an'ın anlaşılması için diğer ilimlerden özellikle tarih, Arap dili gibi ilimlerden faydalanmak zaruridir. Bu durumda hadisleri güvenilmez olduğu için kenarda bırakacağız ama diğer bütün ilimlerden yararlanacak mıyız? Kaldı ki hadisler olmadan ayetlerin iniş sebebini bilmek de imkansızdır. Sorunun Ürettiği Sorular Sorunun Ürettiği Sorular bölümüne baktığımızda Enbiya hoca burada da farklı başlıklar zikrediyor ve bir yerde hadisleri toptan reddedenlerin hem ülkemizde hem İslam dünyasında aslında İslâmî ilimlerde eğitim almamış kimseler olduğunu ifade ediyor. Bu kısım gerçekten çok önemli zira az çok bu alanda eğitim alan bir kimse hadisler olmadan hiçbir İslâmî ilmin olmayacağını, hadislerden müstağni kalamayacağını bilir. Çünkü hadisler kaldırıldığı zaman geriye ne fıkıh ne tefsir ne de kelam ilmi kalır. Üç beş tane bu alanda olan kişi olsa da çok büyük çoğunluk hayatında belki de bir tane bile usûl kitabı okumayan ve zihnine takılan birkaç problemden dolayı hadisleri reddedenlerden oluşuyor. Nasıl insanların bir çoğu tıp ve siyasetin içinde olmadığı hâlde bu alanlarda bulunanlardan daha fazla fikir beyan ediyor ama kabul görmüyorsa hiçbir ilmi olmadan hadisleri yok sayanlara da itibar etmememiz gerekiyor. Hadisleri inkar eden bazı kimseler de hadislere sadece eleştirmek için yaklaşıyorlar. Mesela deve idrarı hadisini duyunca hiçbir araştırma yapmadan bunu inkar eden bir insan birazcık konu üzerinde okuma yapsa o dönemde Araplar tarafından uygulanan bir tedavi yöntemi olduğunu görecektir. Yani bu durum bizzat Rasulullah'ın ortaya attığı yeni bir durum değil bilakis dönemin şartlarında uygulanan bir tedaviyi önermesinden ibarettir. O dönemin ilkel şartlarında uygulanan bu tedavinin, modern çağlarda uygulanması gerekli olmadığı gibi günümüzün imkânlarına bakarak reddedilmesi de gerekmez. Son olarak şunları söyleyebilirim ki Enbiya hocanın en çok yakındığı husus satır aralarında ve farklı başlıklar altında birkaç kere değindiği şu durumdur: Hadislere kutsal kitap muamelesi yapan, her hadiste mucizevi bir boyut arayan zümrenin hadis inkarcıların ekmeğine aslında yağ sürmesi. Buna ben bir de hadis uydurmalarını eklemek istiyorum. Ne yazık ki hadis uydurması da inkârı kadar çok ciddi bir problemken tamemen göz ardı ediliyor. Hadisleri reddedenlere gösterdiğimiz tavrı uydurma hadislerle amel edenlere de göstermemiz gerekirken bu konuda gevşek davranıyoruz. Rasulullah (sav) "Kim benim adıma hadis uydurursa cehennemdeki yerini hazırlasın" buyurmuşken bu konuyu bu kadar hafife alamayız. Ben hadisleri reddetmek ile hadis uydurmak arasında hiçbir fark görmüyorum. Tamemen şahsi kanaatim olsa da bana göre ülkemizdeki asıl sorun hadislerin reddinden ziyade hadis diye uydurulmuş sözlerin yaygınlık kazanması ve her yerde kullanılmasıdır. Bu insanların İslam'a verdiği zarar hadisleri yok sayan kesimin verdiği zarardan kesinlikle az değildir.
Hadislere Gerek Yok Söylemi
Hadislere Gerek Yok SöylemiEnbiya Yıldırım · Diyanet Vakfı Yayınları · 2020144 okunma
·
176 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.