Çocuk, babasını görünce çok mutlu oldu.
Birlikte bir taksiye bindiler. Günün olaylarından konuşarak trafik işkencesine yazıldılar. Okul çıkış saati, trafiğin en korkunç zamanı . Santim santim ilerleniyor.
Trafiğin içinde, keten helva satan, şişe suyu satan, simit satan, çiçek satan, çingeneden çiçek alıcam diye pazarlığa girişip trafiğin anasını satan... Böylesi durağan bir trafik sıkışıklığı cümbüşü yaşanıyorken, çocuğun gözü kaldırımda duvara yaslanmış, müşteri aranan orospulara takıldı : -Baba şu duvara yaslanmış kadınlar ne bekliyorlar?
Baba bir an duraladı. Duvara dayanmış, duvarı beklemiyor ya bu kadınlar ... Ne yanıt vermeli çocuğa?
-O bayanlar kocalarını bekliyorlar çocuğum.
dedi baba kibarca ve konuyu kapatıp başka bir konu ya giriş yapma isteğiyle, fakat şoför yalakça daldı muhabbetin içine:
-Ne kocası ağbi? Orospu onlar, müşteri bekliyarlar.
Adam ve şoför dikiz aynasında göz göze geldiler. Adam pis pis baktı şoföre. Şoför de densiz bir laf ettiğini farketti herhalde, sustu. O sırada cama yapışıp elindeki pis bezle, camı silmeye uğraşan çocuğa yoğunlaştı, camı açarak eliyle çocuğa vurmaya uğraşırken çocuk kaçtı.-Eşşoleşşek!
diye, homurdandı şoför. Çocuk birden babasına:
-Orospuların çocuğu olur mu baba?
diye, sordu. Babası bir an duraladı.
-Hayır çocuğum hayır, olmaz!
gibi özlü bir yanıtla geçiştirdi konuyu. Yani o geçiştirdiğini sanarken, şoför gene yırtık dondan çıkar gibi atladı konuya:
-Olmaz olur mu ağbi? Onlara orospu çocuğu denir. Doğunca anneleri onları cami avlusuna, okul bahçesine falan bırakırlar.
Adam yüksek perdeden öksürerek son verdi şoförün konuşmasına. Ancak çocuğun meraklı soruları son bulmuyordu:
-Peki, o çocuklar büyüyünce ne olurlar?
diye, sordu bu kez. Baba, şoförden önce davranarak yanıtladı:
-Taksi şoförü olurlar!
Sayfa 128 - Pdf