Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

240 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Budizm
İnceleme değil, kendime aldığım notlardan oluşmaktadır. Spoiler içerir! Budizm dünyanın en büyük dinlerinden biridir. Hristiyanlık,İslam ve Hinduizm'in ardından dünyada en fazla insanın mensup olduğu bir inançtır. Budizm, tanrısı olmayan bir din olarak düşünülebilir. Deneyimsellik, Budizm'in en önemli boyutudur. Budizm'in özündeki etik, "Zarar vermeyeceksin" düsturudur. Budizm, esasen, huzura giden bir yoldur. Budizm, bir tanrısı olmamasına ve Buddha'nın da bir tanrı olarak görülmemesine karşın, bir dinin başkaca kriterlerini karşılamaktadır. Öyle ki, Budizm'i kendi dininize adapte edebilir ya da onu, kendi dini inançlarınıza entegre edebileceğiniz bir deneyimsel uygulamalar dizisi, örneğin meditasyon, olarak kabul edebilirsiniz. Ya da çoğunluğun yaptığı gibi Budizm'e bütünüyle dünyası bir tavırla, tıpkı 2500 yıl önce tüm ritüellerden, inanışlardan ve öğretiden kaçınarak acısını sona erdirme arayışına çıkan Buddha'nın yaptığı gibi, yaşama uğraşına dair bir felsefi sistem olarak da yaklaşabilirsiniz. Genel olarak Budizm Buddha demek değildir. Budizm'i kucaklamadan da Buddha'yı kucaklayabilirsiniz. Buddha herhangi bir inanış ya da mensupluk gerektirmez, bu yüzden de isyer müthiş bir dindar olun ister tanrıtanımaz, kendi inanç sisteminizle çelişmez. Buddha'nın öğretileri evrenseldir, zamana ve kültüre aşkındırlar. Budizm değişimler yaşayarak ve başka kültürleri ve dinleri birbirine entegre ederek dünyaya yayıldı. Hindistan'dan doğuya yönelen yolculuğu boyunca, Çin'deki Taoizm'den ve Konfüçyüsçülük'ten, Japonya'daki Şintoizm'den ve Tibet'teki Bön geleneğinden etkiler aldı. Budizm Batı'ya on dokuzuncu yüzyılda ulaştı. Buddha bir insandı ve semboldü. Buddha'nın kendisi bir örnektir ve bu örnek sizi samsara nehrinden karşıya geçiren bir sal olabilir. Nehri bir kez geçtiğinizde, artık salı taşımanıza da gerek kalmaz. Bu yönüyle Buddha, ne bir tanrıdır ne de bir aziz; o yalnız bir rol modeldir. Çin restoranlarında gördüğünüz şişman ve keyfi yerinde "Buddha", Sidarta Gotama ya da Shakyamuni Buda değildir. O, Çin'deki Budai ya da Japonya'daki Hotei'dir. Genellikle gülümserken ya da kahkaha atarken betimlenir. Bir halk figürüdür fakat genellikle tarihi kişilik olan Buddha ile karıştırılır. Buddha kast sistemini reddetti ancak yine de sangha'ya herkes kabul edilmiyordu. Buddha'nın sosyal normlardan ters düştüğü en tartışmalı konu, kadınlara kutsal rahibe (bhikkhuni) unvanı vermesiydi. Buddha'nın öğretileri ıstıraptan kurtulmanın, acıdan özgürleşmenin bir yoludur. Buddha, Orta Yol'u öğretti. Aşırı hazzın (fiziksel zevkler üzerine kurulmuş bir hayatın) ya da aşırı acının (bir çilekeşcinin hayatı gibi) daimi bir ıstıraba esir olmaya götürdüğünü biliyordu. Nirvana kelime anlamı olarak "ateşin soğuyarak sönmesi" ya da "sönmek" anlamına gelir. Hayata arzu yerine bilgelikle (prajna) yaklaştığınızda keder sona edebilir. Nirvana, "bireyselliği aşan gayrişahsi bir hal" ve "ebedi, sükunetli, yalın ve ölümsüz… ve kozmostaki tek kalıcı gerçekliktir." Budizm inançtan çok, davranış üzerine bir dindir. Karma Budizm'in temel kavramlarından biridir. Karmanın anlamını ve içeriğini doğru kavramak Buddha'nın öğretilerinin özgürleştirici potansiyellerini anlamanıza yardım edecektir. Karma, sorumlulukla -sorumluluk almak ve bir şeyin diğerini nasıl etkilediğini anlamakla- ilgilidir. Karma Sanskritçede "full" ya da "edim' demektir. Karma Budizm'in en popüler kavramlarından biri ve belki de en az anlaşılanıdır. Buddha'nın öğretilerine göre, geçmiş hataların bedelini ödemez, geçmişteki iyi edimleriniz için de ödüllendirilmezsiniz; daha ziyade, siz, yaptıklarınız ya da yapmaya niyetlendiklerinizsinizdir. Konuya el olarak, karma kendi fiillerinizin hayatınızı şekillendirdiği bir süreçtir. Yaptığınız, söylediğiniz ve hissettiğiniz her şeyin bir etkisi olacak. Karma daimi bir değişim sürecidir. Bugününüzle ilgilenin. Anda yaşayın ve anı dönüştürün. Böylece geleceği de değiştirebilirsiniz. Geleneksel Budist dünya görüşünde yaşamlar ve yeniden doğumlar arasındaki devinim rastgele bir hareket değildir; bu devinimler şimdiki hayatınızdaki eylemlerinizle belirlenir. Bu bağlamda sizler kendi yaptıklarınızın varisi olursunuz. Yeniden doğum, bereketiyle gelen bir metafordur. Batılı bir Budist olmak ya da Buddha'nın öğretilerinden yararlanmak için yeniden doğuma inanmak gerekli değil. Tibetli Budistler yeniden doğum kavramını harfiyen gerçek olarak benimser ve kültürlerini, İnançlarını ve ritüellerini bu olasılık üzerine kurarlar. İster metafor ister gerçek olsun, "yeniden doğum" aslında şimdiki hayatımızın her anında bulunur. Soluk alıp verirdinizde nefesiniz bir doğum ve ölüm döngüsüne girer. Yaşamınız devam ederken düşünsel ve duygusal döngülere girersiniz; her şey devamlı değişmektedir. Oluşun döngüsü budur ve hırsla, nefretle ve hezeyanla karakterize olduğunda sonu gelmeyen ıstırap döngülerine götürür. Budist uygulamanın amacı, hayatın her anına sızan bu oluş döngülerinden özgürleşmektir. İşte karma sürecinin işleyişi. Bir an diğerine öncülük ediyor. Davranış, düşünceler ve hisler hep birlikte birbirlerini biteviye bir süreçte etkiliyor. Eğer farkındalığınız yoksa, süreç ıstıraba götürecektir. Farkında olmak, oluş döngüsünü kırma, samsaradan çıkma ve ıstıraptan sakınma fırsatını veriyor. Bebekler Budist olarak doğmazlar. Ebeveynler çocuklarını dharma konusunda eğitir, onlara meditasyon ve farkındalık becerilerini, etik ilkeleri, ahlaki kuralları ve ritüelleri öğretir. Çocuklar eğer isterlerse ve yapmaya karar verirlerse de Üç Cevhere sığınabilirler. Dünyanın büyük dinlerinde olduğu gibi aileden çocuklara geçen bir din anlayışı Budizm'de yoktur. Her şey bireyin kendisinde biter ve her kişinin aydınlanması kendi sorumluluğundadır.
Budizm 101
Budizm 101Arnie Kozak · Say Yayınları · 201996 okunma
·
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.