Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yahudilik ve Hıristiyanlık'ta Şeytanın Rol Değişiminin Tarihi
Yahudilikte şeytan ilk başlarda Tanrı'nın yeminli bir düşmanı değildi. MÖ. 8-6. yy.da yazılmış İşaya kitabında şeytan ve cinler daha çok Tanrı'nın hizmetkârları olarak tasvir edilir. MÖ. 3.yy.da ise şeytan yavaş yavaş nitelik değiştirmiş, Tanrı konseyinin eski üyesi artık kendi hesabına çalışmaya başlamıştır. MÖ. 300 ile 150 yılları arasında Yahudiliği şeytanlar işgal eder. Hâlbuki Eski Ahid'in yalnızca birkaç şeytanı vardı; ölüm cini Mevet, çocuk hırsızı Lilith, veba cini Reshev, genel hastalıklar cini Dever, cinlerin yardımcısı Beliar, çöller cini Azazel, dilerseniz rolü muğlak olsa da bunlara şeytanı da ilave edebilirsiniz. Tanrı ile şeytan o yıllarda hâlâ müttefik olduğundan Harun, kurban edeceği tekeyi Azazel'e sunmakla meşguldü. [Levililer, 16:1-28] Eski Ahit tanrısı hem iyilik hem de kötülük'tür. Şeytan da henüz saf kötülük değildi. Bâbil sürgünü öncesinde yazılan Eyüp kitabında İblis hâlâ Tanrı'nın hizmetkârı konumundadır. [1-2. bab] Sürgün dönüşü ise şeytan artık Yahve'nin kölesi, hizmetkârı değildir. Sürgün dönüşü bugünkü şer tabiatını kazanmış ve insanoğlunu yoldan çıkarmaya, Tanrı'nın işini sorgulamaya başlamıştır. Şeytan kelimesi ilk defa I. Tarihlerde [21:1] ortaya çıkar. Onun karakter gelişiminde bu yeni bir adımdır. Şeytan artık tamamen kendi hesabına çalışmakta, Davud'u günah işlemeye teşvik etmektedir. Daniel Kitabı'na göre; Bâbil sürgününden Mûsâ'nın orijinal öğretisini çarpıtıp Yunan mitolojisine boğan, Mabed'de Zeus'a bir mezbah tesis eden Antiochus Epiphanes'a kadar olan zaman dilimi (MÖ. 175-164), bir kötü niyet patlamasından ve yeryüzü krallıklarının Tanrı ve onun seçilmiş milletine karşı olan düşmanlığından ibarettir. Daniel Kitabı'nda (şer'i ve laik krallıklar birlikte var olamayacağından) Fars dininden daha fazla düalizm görülür. Belli tarihsel olayları açıklama işinde kullanılan yeni şeytan figürü muhtemelen I. yüzyılda yazılan Book of Wisdom'a kadar devam eder. Bu kitapta ölümün Şeytanla dünyaya girdiği ima edilir. [2:24] Nihayet Eden bahçesindeki koca yılan Şeytan ile özdeşleştirilir. Jubilees de bile Şeytan (Mastema) bir taraftan kendini Tanrı'ya adamış biri olarak takdim edilirken, diğer taraftan ona kendisine hizmet etmesi için kötü ruhlardan oluşan ve ha bire büyüyen bir ordu verilir. O eski halk inançlarındaki muzır -tam olarak kötü değil- ruhlar, artık şeytanın etkisinde kalmış kötülüğün egemenliği inancına dönüşür. Bâbil sürgününden dönenlerin şeytan listeleri kabarmaya başlar, cinler artık “kötü ruh" olarak nitelenir. [Samuel, 16:14] Şehvetperest melekler ile ölümlü Âdem kızlarının birleşmesinden üç yüz arşın uzunluğunda devler ve iblisler doğar. İlerleyen zamanlarda Azazel'in kınanma nedeni de ortaya çıkar; gökyüzünde olup biteni yeryüzüne ifşa etmek. İşin özü; MÖ. 3. ya da 2. yüzyıla kadar Tanrı'nın tescilli düşmanı olarak şeytan imgesi Yahudilikte mevcut değildi. Şeytanın cinlerin reisi olduğuna dair en ufak bir emare yoktu. Peki, şeytan ne zaman, nasıl rol değiştirdi? Bu değişimin habercisi akımlar Hıristiyanlık öncesine kadar gider. Gerçekten de cinlerin tamamen kötücül olarak, Tanrı'nın ve insanın düşmanı olarak ortaya çıktıkları ilk metinlerden biri Enoch kitabıdır. Kumran öğretisinin temeli düalizm ile aydınlık ve karanlık güçler arasındaki kozmik savaş fikridir. Bütün günahlar ve kötülükler şeytanın ve ordusunun (Essenî olmayanların) hükmettiği bu karanlık alanda cereyan etmektedir. Bu yıllar Yahudilerin hem kendi içlerinde hem de işgalcilere karşı gerilla savaşı verdikleri kriz yıllarıdır. Helenizm'e isyan eden Yahudiler (Essenîler) çöle çekilmişlerdi. Apokaliptik literatürün devamı olan bu Kumran metinlerinde, içinde bulunulan zaman tüm zamanların en kötüsüdür. Şeytan dünyayı zaptetmiş, zaferini kutlamaktadır. Ölüdeniz (Kumran) Elyazmaları da denilen Enoch, Jubiless, Wisdom of Solomon, Life of Adam and Eve gibi apokrif/apokaliptik külliyatta somut bir varlık biçiminde daha belirgin bir şeytan figürü ortaya çıkar. Şeytan artık günahkâr, yoldan çıkmış meleklerin başı, cennetten kovulan ve yılan aracılığıyla Âdem'in ve Havvâ’nın düşüşüne, ölümün dünyaya girmesine yol açan semavi varlık şeklinde tasvir edilir. Şeytan Tanrı'nın antitezi konumuna yükselmiştir. Çünkü Yahudi kimliğini tehlikede gören Essenîlerin politik nedenlerle şeytana ihtiyaçları vardı. Düşmanlarını Tanrının düşmanı/Şeytan olarak nitelemeleri gerekiyordu. Esseniler şeytan fikrini her ne kadar Mazdacılardan aldılarsa da onu Ehrimen adıyla değil, Kudüs'te büyük bir tapınağı olan ve en çok nefret ettikleri tanrı Baal'den türemiş, Bâbil'deki ismi olan Belial adını verdiler. Yine apokaliptik irfanın hâkim olduğu Hasidim cemaatinde Belial çok önemli bir konuma sahiptir. İşte bu dönemde yazılan metinlerde Tanrı'nın öfkesi Belial'e (Bâbil Baal'ine) karşı âdeta kudurmuştur. Şeytan kötü meleklerden oluşan bir gruba ilk kez başkanlık etmektedir. Eski tanrı konseyinin üyesi diabolos şimdi Tanrı'nın hasmı olmuştur. Önceleri Süleyman'ın önünde dans eden bu düşmüş melek Beliar ile bundan böyle Mesih arasında ittifak olması düşünülemez. Özetle; Hıristiyanlıktaki Tanrı-Şeytan düalizmi tamamıyla Essenî gnostizminin ürünüdür.
Sayfa 79-81
·
79 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.