Gönderi

Canım oğlum, Sözün değerinin olduğu zamanlarda yazının da değeri vardı ve "mektup" denilen yazılı ve yazgılı sözler yalnızca muhatabının açacağı beyaz zarflar içerisinde gönderilirdi. Her şey o kadar hızlı değişiyor ki! Güneş daha doğmadan batıyor, yağmur daha yağmadan diniyor, bebekler daha genç olmadan yaşlanıyorlar. Doğrusu mektup, bu satırları yazdığım sırada sırra kadem basmıştı. Kimse yazmıyordu artık oğlum. Herkes konuşuyordu. Uzun uzun konuşuyorlardı telefonla. Sarf edilen cümleler birbirine benziyor, hiçbir harfin, kelimenin, cümlenin kendi rengi ve kokusu kalmıyordu.
·
38 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.