"Yapman gerekeni yapamıyorsan, olamıyorsan, doğamıyorsan hayat çok acıtır, anlaman için hırpalar, yorar. Seni sen yapabilmek için ne gerekirse yapmaya hazırdır."
Serinin ikinci kitabı "Çi", ilk kitap gibi etkileyici, verdiği mesajlarla sorgulayan, sorgulatan, "Ben bu düzenin neresindeyim? Üretip tüketen mi yoksa sadece tüketen mi?" İçinde bulunduğum düzenin köleliğinde, sırtımda taşıdığım yükün ağrlığı yetmezmiş gibi sırtıma daha da fazlasını yükleyenlerin, bu düzenin hem mimarı hem de kölesi olduklarını bilerek sessizce olaylara göz yumanların anlamsızlığı...
Adalet. Hangi adalet?! Kimin adaleti?!
Acının, insanı kendine döndürmek, özünü bulması, varoluşunu anlamlandırması için bir araç olduğunun farkına varmak için hayatın bize daha ne kadar oyun oynayacağını; acısının esiri olan insanın, yaşadığı acıları başkalarına yaşatırken ne kadar hissiz, umursamaz olabileceğini okurken bir kez daha acının içinde kayboluyorsunuz.
Farklı karakterlerle, sizi farklı yönlere çeken, olayları zıt kutupların deneyimleriyle değerlendirmeye iterek düşündüren; "denge" dediğimiz unsurun önemini vurgularken, dengeyi ancak insanın kendisinin sağlayabileceğini; iyi ve kötü olarak adlandırdıklarımızın, bilen ve bilmeyenler, görenler ve görmeyenler, umursayanlar ve umursamayanlar, hissedenler ve hissetmeyenler olduğunu; denge için, onu sağlamak için bu birbirine zıt duyguların varlığının gerekliliğini okudukça, insanların kötülüğü karşısında yaşadığınız isyan yerini "anlamlandırma, anlama" ya bırakıyor. İyilik ve kötülük bir seçim ve siz bu iki gerçekliğin seçmenisiniz. Dengede olmak ise her zaman huzur verici.
Çok keyif alarak okudum.
Tavsiyemdir.