Kitap müthiş "...zarafet en saf haliyle ya hiç bilinci olmayan ya da sonsuz bilinç sahibi olan bir insan suretinde bulanacaktır, yani ya bir kuklada ya da tanrıda." pasajıyla başlıyor. Yazar kitap boyunca özgürlüğü irdeliyor. Özgürlük nedir? Özgür olan hangisidir? Üst düzey muhakeme yeteneği olan ve hayatındaki tüm kararları kendi bilinci ile alan insan mı yoksa hayatın her anındaki kararın bilinçli olarak alınmasındaki sorumluluğu bir yük olarak gören ve asıl özgürlüğü bu yükten kurtulup hayatın olağan akışındaki sürece, determinist ya da stoacı bir yaklaşımla teslim olan insan mı? Özgür irade bir tanrı yaratımı sonrası insandaki içkin bir olgu mudur yoksa bir demiurgosun yarattığı dünyadaki yanılsamadan mı ibarettir? Yazar kitap boyunca bu ve buna benzer sorulara cevap bulmaya çalışıyor. Von Kleist, J. D. Bernal, Descartes, Borges gibi isimlere ve eserlerine atıf yapılarak özgür irade ve özgürlük problemleri ile ele aldığı yazarlar arasında bir korelasyon kuruluyor. Yeri geliyor Leopardi'nin Zibaldone yapıtından yeri geliyor Allan Poe'nin Ligeia öyküsünden yeri geliyor Meyrink'in Golem'inden bahsedilerek konu fazlasıyla derinleştiriliyor. Yine Tarkovski'nin Solaris filmi ile Philip K. Dick'in distopik eserlerinde özgürlük olgusunun nasıl işlendiğini gözler önüne sererek farklı bakış açıları da sağlıyor yazar. Çok farklı alanlardan çok farklı isimleri ele alarak müthiş bir perspektif sağlıyor kitap. Bilimkurgu, roman, sinema, şiir ve resim alanında özgürlük konusunun nasıl işlendiğini de inceliyor. Kitap kısa olmasına rağmen oldukça ufuk açıcı ve okuması çok zevkli.

Kuklanın RuhuJohn Gray · Yapı Kredi Yayınları · 2017146 okunma

42 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Halit YAŞGÜÇ