Gönderi

Üç Devir Tek Dert: Para
Üç İstanbul
Üç İstanbul
Dergâh’ta yedi kitaplık hâliyle hazırlanan Safahat’ın 1. cildinde Üç İstanbul’un Şair Raif’ine atıfta bulunulunca bu kitap ilgimi çekti ve okuma listeme dahil ettim. Adından İstanbul’un üç farklı dönemine bakış açıları geliştirildiği fikrine kapılmak mümkün olsa da esasen züppe takımının üç devrine tanık oluyoruz. Dertleri vatan - millet değil, makam ve para olanları üç devri. İstibdat devrine ve II. Abdülhamit’e diş bileyen bu kirli ağızların hiç olmazsa hayatta bir gayeleri, yaptıkları temiz bir amelleri olsaydı. Ancak lağım ağızlardan dökülen necis sözler dizisi. Tabii bu üç devri bizler satır atalarında görüyoruz fakat kitaba hakim olan asıl konu: Uçkur ve fuhuş. Aşk-ı Memnu’da bile daha asil ilerliyordu mevzular fakat burada kimin, kiminle beraber olduğunu, gayrı meşru çocukları, metreslerle hanımların bir sofrada oturmasını, vb. gibi çirkin durumların sürekli akışını oluyoruz. Kitap Üç İstanbul’dan ziyade memleket sevgisinden , ahlâktan, adaletten, hâyâdan yoksun züppelerin hayatı ele alınıyor. Kitapta iç rahatlatan tek kısım ölümlerin hak edildiği gibi olması. Bütün bunların yanı sıra anlatılan kitle, her zaman vardı ve var olmaya devam edecek türden bir kitle. Hayatın içinden. Yine de bu tarzda tanıtılan bir kitapta okuyacağımı zannettiğim şey, vatan-millet sevdası olanların şahitliğinde üç İstanbul devriydi. Hayal kırıklığına uğradım, sırf meraktan sonuna kadar okudum.
·
23 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.